-
Kas 30 2025 TÜLBEK Mütevelli Heyeti 2025 yılı toplantısına mesaj
Değerli Başkanım Sayın Osman İlhan ve değerli mütevelli heyet üyesi arkadaşlarım,
Vakfımızın kurulduğu 1989 yılından bu yana geçen 36 yıl içindeki mütevelli heyet toplantılarının pek azına katılmış isem de vakfın eğitim hayatımıza ne denli katkılarda bulunduğunu sürekli gözlemişimdir.
Bugün artık neredeyse tüm yerel yönetimlerin doğrudan veya dolaylı olarak “beceri kazandırma” kavramını kullanarak yörelerindeki gençlere altın bilezikler kazandırmaya devam ettiklerini görüyoruz.
Nitekim, 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında yörenin çocuk ve gençlerine yönelik Altın Bilezik eğitimlerinden sonra şimdilerde gençlere yönelik Yenileşim (inovasyon) Eğitimi girişimimiz de yine beceri kazandırma kavramının devamı sayılmalıdır. Sanırım böylesi bir onur çok az sayıda kuruma nasip olmuştur.
Çinlilere atfedilen hem dua hem de beddua olarak kullandıkları “dilerim ilginç zamanlar yaşarsın” sözü sanırım içinde bulunduğumuz yıllar için söylenmiş olmalı.
Her bakımdan belirsizlikler içeren bu yılların anahtarı da AGI ve ASI olarak belirtilen Yapay Genel Zekâ ve Yapay Süper Zekâ’dır. Bu kavramların olağanüstü gelişme hızı şu grafikte net olarak görülüyor.
Düne kadar “aptal makineler” olarak nitelenen yapay zekâ, yazıştığı kişiyle 18 Kasım’da yukardaki gibi yazışıyor:
Çok yakın gelecekte, YZ destekli arama motorlarına yazacağımız bir isteğe “bu isteğin yersiz onun yerine şunu sormalısın” gibi sinir bozucu cevaplarla karşılaşmak; hattâ biz istemeden bizim yerimize bir şeyler yapmaya kalkması hiç sürpriz olmayacaktır.
Böylesi bir tablo TÜLBEK’e ne diyor?
Sanırım buradan çıkarabileceğimiz net sonuç, TÜLBEK’in bu koşullara uygun yeni bir vizyon tanımlama zorunluğudur.
Bu noktada, Roma Kulübü adlı ünlü örgütün 1970’li yıllarda yayımladığı “29’ncı Gün” adlı raporuyla ilgili bir hatırlatma yapmama izin veriniz.
Rapor bir soru ile başlar: “Bir göl üzerindeki nilüferler her gün bir gün önceki kadar büyürse acaba gölün yarısı kaçıncı gün kaplanır?”
Bu şaşırtmacanın cevabı 29ncu gün’dür ve çevre açısından “belki de bugün 29ncu gündür ve yarın çevre adına hiçbir şey kalmayacaktır” denilmektedir. İşte benzer biçimde ben de halâ geleneksel beceri alanları yoluyla yaşamlarını sürdüren insanlarımıza bakıp “acaba YZ açısından bugün kaçıncı gündür?” sorusunu gündemimize getirmek istiyorum.
Bu durum karşısında ortaya çıkan yeni vizyon konusuna da kısaca değinmek istiyorum:
Bu yeni varlık nedeninin gerçekleştirilebilmesi, sağlam bir eğitim felsefesine dayanmalı. Dünün -bugünlere de yansıyan- eğitim felsefesinin iki ayağı bulunuyor:
- Toplu yaşama uygun yurttaş yetiştirmek,
- Kapitalist sistemin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerilere sahip insan gücü yetiştirmek.
Günümüzde bu iki ayakta, özellikle de işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu ve çoğu otomasyon ve robotik yolla karşılanan işgücü dışında, giderek kalabalıklaşan bir (NEET- Neither in Employment, Education or Training ya da ev genci) kitlesi ortaya çıktı.
Buna göre eğitim sistemlerinin temelini oluşturan ayaklar artık geçerliğini büyük ölçüde yitirdi. Yararsız Sınıf (useless class) adı verilen bu sınıf, tüm ülkelerde otokratik yönetimlerin temelini oluşturmaya başladı.
Belki bir süre yerel ihtiyaçlar doğrultusunda bu sınıfın çok küçük bir bölümüne istihdam sağlamak mümkün ise de bunun kalıcı bir çözüm olamayacağı bellidir. Bu durumda, elinde herhangi bir eğitim kurumunun sertifikasını (diploma vb.) bulundurmak bir anlam ifade etmeyecektir.
O tür kurumlar yapıları itibariyle hantal oldukları için -özellikle de çok değişiklikler içeren- ihtiyaçlara cevap üretemeyeceklerdir. Bu durumda esnekliği yüksek kurumlar çözüm aracı olarak ortaya çıkmaktadır.
Halen dahi uluslararası ortamlarda “vekil savaşçı” olarak kullanılmakta olan genç insanların sayısının artacağını ve bu tür işler için belli ücret ve çalışma koşulları normları oluşacağını tahmin etmek zor değildir.
Geri kalan ve artık uluslararası dolaşıma açık ihtiyaçlar için şu tür nitelikler aranır hale gelecektir:
- Ana dili hakimiyeti (YZ destekli çeviri araçları çok gelişmiş olacağı için ayrıca bir yabancı dil bilmek yerine, ana dilini derinlemesine bilmek bir avantaj olacaktır).
- Kendini -özellikle de soru formunda- ifade etme becerisi, İfadelerinin sinyal / gürültü oranının[1] yüksekliği muhtemelen herkesin önem verdiği bir kavram haline gelecektir.
- Uluslararası dolaşım kabiliyeti. Yani, kendi ayaklarının üzerinde durabilme; yeni beceriler edinebilme, bulunduğu topluma uyum gösterebilme esnekliği.
- Değer üretebilme kabiliyeti. Çevresindeki ihtiyaçları fark edebilme ve o doğrultuda değer üretimi sağlayabilme ve
- Zarar Vermeyen Dünya Vatandaşı[2] özelliklerine sahip olmak.
Bu bağlamda hem bu çerçeveye uygun hem de gerçekleşebilir bir vizyon tanımını Mütevelli Heyetimizin değerli üyeleri arasında yapılabilecek katılımlı çalışmalar yoluyla belirlenmesini, konuşmamın son cümlesi olarak yüksek takdirlerinize sunuyorum.
Teşekkür ederim.
19 Kasım 2025
[1] Bkz. https://kavrammutfagi.com/makaleler/turkce-yetkinligi/turkce-yetkinligi-ve–gurultu-den-arinmis-dusunme
[2] Bkz. https://tinaztitiz.com/zarar-vermeyen-dunya-vatandasi-zvdv-i/
