-
Mar 23 2024 Parçalar, yap-boz’lar ve kedinin gözü!
Yap-bozlar nedendir bilinmez ama hep mutluluk yayarlar. Sevimli hayvanlar, harika doğa fotoğrafları ya da mutluluk yayan resimler gibi. Muhtemelen bu tüm parçalar bir araya getirildiğinde ortaya çıkacak resimlerin seçimindeki alışkanlık nedeniyledir.
Ama mesela, “sevimli bir kedi yavrusunu köşeye kıstırıp tekmelere öldüren bir cani resmi” 1000 parçalı bir yap boza çevrilse, tek tek parçalara bakan bir kişi tüm parçalar bir araya getirilene kadar hiçbir olumsuzluk sezmeyecek; hattâ, sadece örneğin kedinin bir gözünü içeren parçaya bakıp hayranlık bile duyabilecektir.
Yap-boz’lardaki bu durum karmaşık olaylar için de benzerdir. Olaylar da yap-bozlar gibidir. Peşpeşe eklendiklerinde doğru-iyi-güzel uzayında[1] gerçek durumu ortaya koyarlar. Ama çoğu insan ya zaman yokluğundan ya sabır yokluğundan ya da doğru-iyi-güzel eksenlerinden bazılarına sempati ya da antipatisi (yani akıl daraltıcılar) nedeniyle, olayların birbirlerine nasıl eklemlendiğini göremeyebilir.
Bu eksiklik halk denilen ve ağırlıklı amacı yaşam sürdürmek olan çoğunluk için olağan sayılabilirse de, ne olup bittiğini daha etraflı algılamak durumunda olanlar (mesela siyasetçiler, toplum sorunlarını çözmeye çalışanlar vb) için affedilemez bir eksikliktir.
Ana akım ve sosyal medya ise yapıları itibariyle bu yap-bozların bütünü ile ilgilenmeye uygun değildir. Bir yandan da tüm dünyayı cep telefonunun ekranında göründüğü kadar algılamak zorunluğu hisseden, onu zenginleştirebilecek yazıları ise “uzun yazılar beni sıkıyor” diyerek okumayı reddeden çoğunluk, medya tenceresine tam uygun kapaktır.
Topraklarımız kim oldukları, kimlere çalıştıkları belli olmayan insanlara km2’ler ile toptan satılmıyor. Ama alt alta yazıldığında yüzlerce metre uzunluğunda listeler olabiliyor. Değer üreten düşük ve orta ölçekli kuruluşlarımız da toptan değil, küçük parçalar halinde el değiştiriyor. Yasalarımız toptan değil torba yasalar içinde tıkıştırılmış cümlelerle “kedinin gözü” küçüklüğünde parçalar halinde dönüşüyor.
Ve bütün bu parçaları bir araya getirebilecek olanlar ise “bunlar uzun, karışık, anlaşılmaz, somut değil, akademik, teorik” gibi gerekçelerle çok boyutlu yap-bozları tek boyutlu (o da kısa) videolara indirgemek peşinde.
Bu kısa yaklaşımdan çıkarılabilecek sonuçlardan birisi, küçük parçaları yap bozlar içine -tahmin veya temennilere değil bilgiye dayandırarak- yerleştirip büyük resimlerin toplumca bilinir kılınması yapıl(a)madığı takdirde el ele faydasız toplumlar ligine doğru ilerlemekte olduğumuzdur.
İkinci sonuç, halen harekete geçirebilmiş olduğumuz Birleşik Toplum Aklı’nın, özellikle de YZ alanındaki son günlerin gelişmeler karşısında giderek gerilediğinin farkına varıp Yetkin Akıl konusunda çaba harcamanın yeni Kurtuluş Savaşı anlamına geldiğini kavramaktır.
23 Mart 2024
[1] Doğru-yanlış akıl ekseni; iyi-kötü ahlâk ekseni; güzel-çirkin ise estetik ekseni, olayların her yönüyle değerlendirilebileceği olaylar uzayını tanımlıyor.
-
Mar 23 2024 Parçalar, yap-boz’lar ve kedinin gözü!
Yap-bozlar nedendir bilinmez ama hep mutluluk yayarlar. Sevimli hayvanlar, harika doğa fotoğrafları ya da mutluluk yayan resimler gibi. Muhtemelen bu tüm parçalar bir araya getirildiğinde ortaya çıkacak resimlerin seçimindeki alışkanlık nedeniyledir.
Ama mesela, “sevimli bir kedi yavrusunu köşeye kıstırıp tekmelere öldüren bir cani resmi” 1000 parçalı bir yap boza çevrilse, tek tek parçalara bakan bir kişi tüm parçalar bir araya getirilene kadar hiçbir olumsuzluk sezmeyecek; hattâ, sadece örneğin kedinin bir gözünü içeren parçaya bakıp hayranlık bile duyabilecektir.
Yap-boz’lardaki bu durum karmaşık olaylar için de benzerdir. Olaylar da yap-bozlar gibidir. Peşpeşe eklendiklerinde doğru-iyi-güzel uzayında[1] gerçek durumu ortaya koyarlar. Ama çoğu insan ya zaman yokluğundan ya sabır yokluğundan ya da doğru-iyi-güzel eksenlerinden bazılarına sempati ya da antipatisi (yani akıl daraltıcılar) nedeniyle, olayların birbirlerine nasıl eklemlendiğini göremeyebilir.
Bu eksiklik halk denilen ve ağırlıklı amacı yaşam sürdürmek olan çoğunluk için olağan sayılabilirse de, ne olup bittiğini daha etraflı algılamak durumunda olanlar (mesela siyasetçiler, toplum sorunlarını çözmeye çalışanlar vb) için affedilemez bir eksikliktir.
Ana akım ve sosyal medya ise yapıları itibariyle bu yap-bozların bütünü ile ilgilenmeye uygun değildir. Bir yandan da tüm dünyayı cep telefonunun ekranında göründüğü kadar algılamak zorunluğu hisseden, onu zenginleştirebilecek yazıları ise “uzun yazılar beni sıkıyor” diyerek okumayı reddeden çoğunluk, medya tenceresine tam uygun kapaktır.
Topraklarımız kim oldukları, kimlere çalıştıkları belli olmayan insanlara km2’ler ile toptan satılmıyor. Ama alt alta yazıldığında yüzlerce metre uzunluğunda listeler olabiliyor. Değer üreten düşük ve orta ölçekli kuruluşlarımız da toptan değil, küçük parçalar halinde el değiştiriyor. Yasalarımız toptan değil torba yasalar içinde tıkıştırılmış cümlelerle “kedinin gözü” küçüklüğünde parçalar halinde dönüşüyor.
Ve bütün bu parçaları bir araya getirebilecek olanlar ise “bunlar uzun, karışık, anlaşılmaz, somut değil, akademik, teorik” gibi gerekçelerle çok boyutlu yap-bozları tek boyutlu (o da kısa) videolara indirgemek peşinde.
Bu kısa yaklaşımdan çıkarılabilecek sonuçlardan birisi, küçük parçaları yap bozlar içine -tahmin veya temennilere değil bilgiye dayandırarak- yerleştirip büyük resimlerin toplumca bilinir kılınması yapıl(a)madığı takdirde el ele faydasız toplumlar ligine doğru ilerlemekte olduğumuzdur.
İkinci sonuç, halen harekete geçirebilmiş olduğumuz Birleşik Toplum Aklı’nın, özellikle de YZ alanındaki son günlerin gelişmeler karşısında giderek gerilediğinin farkına varıp Yetkin Akıl konusunda çaba harcamanın yeni Kurtuluş Savaşı anlamına geldiğini kavramaktır.
23 Mart 2024
[1] Doğru-yanlış akıl ekseni; iyi-kötü ahlâk ekseni; güzel-çirkin ise estetik ekseni, olayların her yönüyle değerlendirilebileceği olaylar uzayını tanımlıyor.