• Domino ve iletişim..

    ” Uzun yılların sosyo-kültürel birikiminin yoğunlaştığı Güneydoğu Anadolu topraklarında meydana gelen ve cennet yurdumuzu çevreleyen topraklarda yaşamakta bulunan kimi komşularımızın, bu topraklar üzerinde emeller besleme durumunda olan diğer devletlerin de katkılarıyla kanalize edilip, yönlendirilip, cesaretlendirildiği bazı olaylar hepimizin malumudur.”

    Yani; ” Güneydoğu olaylarını biliyorsunuz.”

    Yazımın başlığındaki iki sözcük arasındaki münasebeti ( ya da münasebetsizliği ) düşünürken Güneydoğu olayları da işe katılınca galiba durum iyice anlaşılmaz oldu. Üzerinde durmak istediğim konu G.Doğu ya da domino oyunu değil “iletişim”dir.

    Bildiğiniz gibi domino, iki ucunda farklı sayılar bulunan taşların rastgele çekilip aynı sayılar birbirine değecek biçimde yerleştirilmeye çalışıldığı  bir oyundur. Yukarıda, rastgele seçtiğim bir konudaki  basit bir bilginin, domino benzeri bir teknikle  nasıl anlaşılmaz hale gelebildiğini göstermek için bu örneği verdim.

    Bu yolla laf uzatmada kural, her sözün başına ona uyabilen bir ek getirmek ve sonra o ekin de başına  o eke uygun başka ek getirmek ve böylece devam etmektir. Bir örnek daha vermek gerekirse; ” havalar ısınıyor”   ifadesi önce ” yurdumuzda havalar giderek ısınıyor”   haline, sonra  ” güzel yurdumuzda , geçen yıl da olduğu gibi havalar giderek ısınıyor ”  haline getirilir ve giderek NATO üyeliğimiz ile doğadaki sera etkisi de işe katılarak değme dilbilimcinin içinden çıkamayacağı hale getirilir.

    Okuyucuların aklına bu abesle iştigal metodunun faydası nedir gibi bir soru mutlaka gelir. Durum sanıldığı gibi olmayıp bu metodun kullanıldığı bir çok hal vardır. Bunlardan birkaçını hemen sıralayabilirim:

    1. Az söz söyleyip çok söylendi imajı yaratılmak istenen haller (eşinin kendisine fazla birşey anlatmadığı şikayetine muhatap olanlar ve diplomatlar kullanabilir)
    2. Ne söyleneceği düşünülürken vakit kazanılmak istenilen haller,
    3. Hafif saf insanların aklını karıştırarak, yapılmak istenen bir cinliğin farkına varılmasının istenmediği haller,
    4.  Hazırlıksız yakalanılan haller (öğrencilere sınavlar için tavsiye edilir, ancak sonuç garanti edilmez,
    5.  ve bütün bunlardan daha sıkça, bir konuda fikir belirtmek durumunda olunmasına rağmen, yeterli bilgi ve/ya deneyime sahip olunmayan ama bu durumun karşısındakilere de belli edilmemesi gereken haller.

    Domino tekniği tek başına kullanıldığı gibi, etkisini artırıcı diğer tekniklerle birlikte de kullanılabilir. Bunlar, konuşurken kelimeler arasında bekleme tekniği, parmağını karşısındakine uzatarak telaş yaratma tekniği ve sıkıntılı -düşünceli tavır takınarak ” zaten canım sıkılıyor bir de seninle uğraşmayalım ”   tekniği gibi metodlardır.

    Denilebilir ki bu basit bir laf uzatma sorunudur. Bu konu toplum hayatımızda ne gibi ciddi problemlere yol açabilir ki ?

    Değerli okurlarım; sizleri temin ederim ki başta demokratik yaşamımızdaki kesintiler dahil olmak üzere, çoğu sorunumuzun altında  iletişim becerisi yetmezliğimiz  yatmaktadır.

    Eğer sivri akıllının biri çıkıp da uzun ve tumturaklı söz söyleyip yazı yazmayı yasaklayıp sadece ifade edilmek istenilenin özünü (mesaj) söyleyip yazmaya izin verse,  okuyup dinlediğimiz birçok kişinin elinin veya dilinin tutulduğunu  hayretler içinde görürdük.

    Birçok kişinin, söz söyledikleri konuda hiçbir “öz”e sahip olmadıklarını, çözüm önerisi diye önümüze konulanların domino tekniği ile üretilmiş olduğunu ve belki kendilerinin dahi bunun farkında olmadıklarını görürdük.

    Şaka ile karıştırarak sizlere sunduğum domino tekniği aslında öldürücü bir silahtır. İnsanların zamanlarını çalarak onları yavaş yavaş (ama kesinlikle) öldürür; toplumlara ise boş umutlar sunarak onların yok olmasına yol açar

    Önümüzdeki haftalarda iletişim becerimizin niçin gelişemediğini irdelemek üzere bu haftalık hoşça kalınız.

    M.TINAZ TİTİZ

    1990 Şubat