“Bulanık Mantık” şimdi gerekli!

Alt-kimlik, üst-kimlik tartışmaları aldı başını gidiyor. Kafası zaten karışık olan çoğu insanımız şimdi bir yandan kimliğinin ne olduğunu düşünüyor, bir yandan da her kafadan çıkan sesler, kimin kimliğinin ne olduğu, hatta ne olması gerektiği konusunda talimatlar yağdırıyor.

Yeni bir düşünme biçimi şekilleniyor

Halbuki diğer yandan, her şeyi iki uca (evet-hayır, siyah-beyaz) indirgeyen İkili Mantık sisteminin en çok kullanılageldiği teknik alanda dahi artık yeni bir yaklaşım ortaya çıktı: Bulanık Mantık (fuzzy logic).

Bugüne kadar İkili Mantık yoluyla tasarımlanan çamaşır makineleri dahi artık Bulanık Mantık ile yapılıyor. Su sıcaklığı, kirlilik ya da yıkanacak eşyanın duyarlık düzeyi gibi özellikler artık bu yeni mantık uyarınca gri tonlara bölünüyor.

İkili Mantık -doğası gereği- bölücüdür

Kimlik gibi tamamen öznel kavramların İkili Mantık yoluyla tanımlanmaya çalışılması ise sadece tek sonuç verebilir: insanların ister istemez ve çeşitli yönlendirmelerin etkisinde kalarak iki uçtan birisinde toplanmaları yani bölünmeleri.

İkili Mantık sisteminin öznel temelli (inanç, kimlik, ideoloji gibi) konulara uygulanmaya çalışılması toplumun çeşitli kamplara bölünmesiyle sonuçlanmıştır.

Örneğin her fırsatta dile getirilen inananlar-inanmayanlar ayrımı ikili mantık sisteminin melanet ürünlerinden birisidir. İki uçtakilerin tanımları üzerinde dahi bir uzlaşı yokken bir de kalkıp uçlar arasındaki sayısız tonlardaki çoğunluğu yok saymak eğer bilerek yapılmıyorsa tam bir ahmaklıktır.

İkili mantık iyidir ama..

İkili mantık sistemi yerinde ve zamanında kullanıldığında yaşamı kolaylaştıran bir yaklaşımdır. Taze ve bayat balık kavramları gerçekte bulanık mantıkla daha doğru ifade edilebilirse de balıkçı ile bunları tartışmak yerine belirli bir tazelik düzeyinin altını toptan bayat diye nitelemek hem pratik hem de sağlığa yararlıdır. İkili mantığın böylece kullanılması gereken sayısız alan vardır.

Toplu yaşam alanlarındaki düzeni sağlamak için de ikili mantıktan sık sık yararlanılabilir. Kırmızı ışıkta geçenleri, ihlal nedenlerinin kabul edilebilirliğine göre bulanık mantık ile değerlendirip ona göre ceza kesmek büyük bir kargaşa yaratır. Bu nedenle kırmızı ışıkta geçenler ve geçmeyenler olarak ikili mantık uygulamak çok daha doğrudur.

İlke olarak, ortak yaşam alanlarında düzeni sağlamak için koyulan yasaların ikili mantık uyarınca tanımlamalar yapması normaldir. Anayasal vatandaşlık da böyle bir tanımdır.

Evet-Hayır Mantığı’nın sınırlarını iyi bilmeliyiz

Ama konu kişisel alanlara ve özellikle de öznel kavramlara ilişkin hale dönüştüğünde artık ikili mantık değil bulanık mantık söz konusu olmalıdır. İnsanların, zorla, uçlardan birisine ait olduğunun benimsetilmeye çalışılması kelimenin tam anlamıyla abesle iştigal ve de bölücülüğe çanak tutmaktır.

Kimliğin adı değil içine ne konulacağı önemlidir

Öyle görünüyor ki bu “uç kimliklerden birisini benimsemeye zorlanma” olgusu, gündemdeki etnik bölücülüğe karşı bir önlem olarak ortaya çıkmıştır. Eğer bu saptama doğruysa, bunu ortaya atanlar ve tartışmaları sürdürenler bilmelidirler ki sorun kimlik adlandırmasıyla değil, kimliğin içinin hangi taleplerle doldurulacağı ile ilgilidir. (Bkz. https://www.tinaztitiz.com/yazi.php?id=769)

Zorla bir kampa itmek

Bu nedenle kimlik konuları gibi öznel temelli ve dolayısıyla ancak bulanık mantık sistemi içinde ifade edilebilecek konuları tartışmanın hiçbir yararı yoktur; bu işleri hiç düşünmemiş ve doğal bir uyum içinde birlikte yaşamakta olan insanları durup dururken kamplaştırır.

Kendimizi kandırmayalım. Yeni bir dünya, o dünya içinde yeni bir Avrupa, yeni bir Orta-doğu şekillenmektedir. Bu şekillenme içinde her güç odağı elindeki kozlar kadar konuşabilir.

Aklımızı yoracağımız yer: Koz AR-GE’si

Türkiye Cumhuriyeti’ni, anayasasında tanımlanan çerçeve içinde tutmak isteyen güçlerin, öznel algılamaları standardize etmek gibi beyhude işlere zaman ve enerji harcamayıp, konuşma gücünü artırabilecek tek parametre olan “koz” kavramını anlamaya, kozlarını geliştirmeye, var olan kozlarını keşfetmeye, kısacası “Koz AR-GE’si”ne ihtiyaçları vardır. (Bkz. http://bit.ly/SlKZlk). Bu, kurumsal ya da kişisel tüm güçler için geçerli tek seçenek gibi gözükmektedir.

Cuma, Aralık 2, 2005

One Comment

Yorum Gönder