Medeniyet ve anti-medeniyet belirleyicisi: 4Y

4Y (Yıkıp Yeniden Yapma Yöntemi), yalnızca yapıların depreme daha dayanıklı hale getirilmesi bağlamında değil, birçok alanda medeni ve medeni olmayan toplumları ayırt edebilecek bir yaklaşım olarak beliriyor.

Örneğin, belirli bölümleri yıpranan giyeceklerin atılıp yenisinin alınması, her yeni bakanın eğitim sistemini yeni baştan kurmak için eskisini yıkması, rejimin aksayan yönleri bahane edilerek yıkılıp yenisinin yapılmaya çalışılması ya da anayasaların her defasında yeniden yapılmaya çalışılması, çeşitli alan ve ölçeklerde birkaç örnekten ibarettir. Arzu edenler biraz düşünerek bunların münferit örnekler değil, toplumumuza ana medeniyet rengini veren asli bir unsurun (yani 4Y) yansımaları olduğunu bulacaklardır.

Medeniyet, binlerce yıllık birikimlerin, aksayan yönlerinin sürekli olarak yenilenmesi, çok ender hallerde ise devrimsel değişimlerle daha temelden değiştirilmesiyle -ki o hallerde dahi temel yapı taşları korunarak- oluşmuş; bu gerçeğin farkına var(a)mayan toplumlar ise anti-medeniyet çukurundan çıkamamışlardır.

4Y virüsü’nün -ki mevcut virüslere1 eklenen altıncısıdır- olumsuz etkisi medeniyet birikimine aksi yönde çaba harcama yoluyla medeni toplumdan dışlanmakla sınırlı değildir. Bir diğer olumsuzluk kendi toplumumuz içinde, her yıkıp yeniden yapma teşebbüsü sırasındaki kültürel ayrışmalar sırasında inşa ettiğimiz kultur-kampf’lardır2.

4Y virüsünün toplumumuza son darbelerinden ikisi, beklenen İstanbul depremine karşı, tüm yerel yönetimleri işe katacak bir yaygın bir güçlendirme kampanyası yerine, yeni oluşturulan Kentsel Dönüşüm Başkanlığı ile belediyeleri dışlayarak toptan bir dönüşüm (yıkıp yenileme) girişimi; diğeri ise, T.C. Anayasası’nın maddeleri arasındaki bir uyumsuzluğu giderici önlem alarak anayasal birikimi zenginelştirmek yerine, eskisinin omurgasını çöpe atıp yenisini yapma hazırlığıdır.

Bu iki girişim de 4Y’nin net birer türevidir. Bu virüsün tahripkarlığının farkına varılması bu topraklara tutunabilmenin ön koşullarından birisi olarak görünüyor. Bir diğer koşul ise, inanılmaz bir hızla değişen dünyada -4Y’ye yol acan- hiçbir düşüncenin ilelebed doğruluğunu koruyamayacağının idraki içinde akıl daraltıcılarımızı3 askıya alıp üzerlerimizdeki esneklik azaltıcı zırhların katılığından tedricen soyunmaktır.

12 Kasım 2023

[1] Bkz. Zihinsel Virüsler, https://tinaztitiz.com/7475

[2] Bkz. Kultur-kampf, https://www.kavrammutfagi.com/kavram/kulturkampf

[3] Akıl Daraltıcılar Zihin Haritası için bkz. http://bit.ly/3A4bv0C

4 Yorumlar

  1. Kendi aramızda gündeme getirip tartıştığımız, kentsel dönüşüm ki Anayasa Mahkemesinin red edememesini algılayamıyor, onun da baskılandığını düşünmek zorunda kalıyor, Yeni Anayasa ile topluma farklı yaşam koşullarına adaptasyona zorlaması geleceği, ben ve çevremin artık ben ve çevrem olamayacağı düşüncelerini kaleme aldığınız, kayda geçtiğiniz için şükran borçluyuz.

  2. Sayın bakanım, bugün CCA grubuna göndermiş olduğunuz 4Y ile ilgili olarak özelden bir görüş bildirmek istedim.
    Yazınızı düşününce neden bizim toplumumuz 4y yi çare olarak görüyor diye düşündüm. Hatta şirketlerimizde bile yönetim babadan çocuklara geçtiğinde veya üst düzey CEO değişiminde çok fazla yık yenile, veya yeniden düzenle yaklaşımı var. Şahsen düşündükçe bu yönetim kültürünün hala göçebe toplum ruhunun devamı olduğunu düşünüyorum. Zıtlık yaratan olgu ise yeniledikten sonra gelen başarı. Acaba doğru zamanda yapılamayan adım adım iyileştirmeler sebebi ile zıplama şeklinde değişime mecbur kalışımız mı ana itici güç? Saygılarımla

    1. Sevgili Tuğrul bey, sil baştan (yıkma) girişimleri her zaman başarılı olmayabilir. Başarılı sanılanların ise ne kadarlık süre için başarılı ve sürdürülebilir olduğuna ayrıca dikkat edilmeli. Her iki seçeneğin yarattığı maliyet ise diğer konudur. Ve nihayet, evrim deneyimlerinin birikemeyişi ise en kötüsü. Bu yolla sorun çözme araçları dağarcığına çeşitli durumlarda kullanılabilecek araçlar yerine sadece yık ve yenile aracı girecek ve bu araç dünya görüşü haline gelecektir.
      Biz artık göçebe değiliz, yalnızca daha az akıllıyız. Akıl birikimi de evrimsel bir süreç. Son 10 yılda ortama IQmuz 3 puan düştü.
      Selam ve sevgiyle

Yorum Gönder