Sorunlar bağırarak çözülmüyor.

Sorunlara karşı “köklü çözümler” genelde sevimsizdir. Halk kendini rahatsız eden her ne varsa ondan en az bireysel maliyet ve süre içinde kurtulmak ister. PKK’nin silah bırakma kartına karşı ileri sürdüğü koşulların (kısaca neo-Sevr) tanımladığı soruna karşı, ancak zaman içinde gerçekleşebilecek “gelişkin bir sorun çözme kabiliyeti” de böyle sevimsiz bir “köklü çözüm”dür ve halkımız böyle bir çözüm değil, şimdi ve burada en yetkili kişilerin çıkıp böyle bir şeyin asla söz konusu olmayacağını ilan etmesini beklemektedir. (bkz. https://tinaztitiz.com/zihinsel-virus-no-0-soz-konusu-olamaz/

Bu yalanlamanın gerçekleşeceğinden ve ardından da toplum ortalamasının harekete geçirebildiği akıldan daha güçlü bir akıl ve o akla dayalı daha ince bir plan yoluyla biraz daha zamana yayılı olarak yeni bir girişim olacağından eminim. Ancak yine de bazı kazanımların (YPG devlet yapılanması gibi), “hiç olmazsa sınırlarımızın dışındalar” kefaretiyle gerçekleştiği zaten bellidir.

Bu girişimlerinin faturasını azaltabilecek biri kısa, diğeri orta-uzun önlemler bellidir: Kısa vadeli olanı özerklik-bağımsızlık taleplerinin temelini ortadan kaldıracak olan “demokratik ve hukuk üstünlüğü ile kuvvetler ayrımına dayalı bir Türkiye” talebinin güçlü bir koz olarak ortaya çıkmasını sağlayabilecek bir Yetkin Akıl ortaya koyabilmektir.

Orta-uzun vadeli olanı ise daha güçlü bir Sorun Çözme Kabiliyeti tesisidir (kısaca beka kabiliyeti olarak okunabilir). O kabiliyetin tesisi için yapılması ilk gerekeni, girişimlerin executive consultant’ının yol gösterici ilkesinden kopya çekebiliriz (bkz. https://kavrammutfagi.com/kavram/buyuk-sopa-ideolojisi).  

13 Mayıs 2025

Yorum Gönder