Mavi – Beyaz Yaka ayrımında yeni dönem..

Alimler ve Medreseler Birliği web sitesinde (http://bit.ly/1F0rlHQ) duyurulduğuna göre, Van ilimizde 11 alime bayan diplomalarını almışlar. Sitede bu olayın niçin önemli olduğu, alim ve alimeler yoluyla ne gibi toplumsal yararlar sağlanacağı anlatılıyor. Ne diyeyim vatana millete hayırlı olsun.

Aynı tarihli bir gazete haberinde ise, ping-pong oynayan robotun, Dünya 1 numarası karşısında 20 oyunun 9’unu alarak nasıl zorladığı video kanıtlı (http://bit.ly/1zOfWL2) duyuruluyor. Bu iki haberi peş peşe okuyunca aklıma ister istemez şunlar geldi..

Açık mavi – kirli beyaz!

Yakın geçmişe kadar mavi renk bedensel yönü ağırlıklı zihinsel yönü hafif işlerin simgesiydi. Beyaz ise tam aksi. Henüz içinde bulunduğumuz çağa net bir isim konulmadı ise de “bilgi çağı” gibi bir niteleme yerleşiyor gibi.

Bu çağın simgeleri ise, bilgileri giderek daha hızlı işleyen “işlemciler” ile daha çok bilgiyi daha küçük hacimlerde –atomik düzeyde-depolayabilen “bellekler”.

Bu iki öğenin otomatik bileşimi ise yapay zeka yazılımlarının giderek gelişmesi ve onun da bir türevi olan robotlar. Masa tenisi oynayan robot videosu bu gelişim sürecinin an itibariyle en ileri aşaması gibi. Geleneksel mavi yaka – beyaz yaka skalasındaki yeri açısından teknolojinin bu son durumuna karşılık gelen iki renk var: Açık mavi ve kirli beyaz.

İster halı süpürme, ister masa tenisi, isterse apandisit ameliyatı, hangi işi yaparsa yapsın, robot teknolojisinin birkaç öğesinden birisi o işlere ait modelleme (algoritma tasarımı), diğeri de oluşturulan modelleri uygulanabilir kılabilecek yazılım (programlama).

Bu süreçteki algoritma tasarımıkirli beyaz” renge, programlama (kodlama) ise “açık mavi” renge karşılık geliyor. Bu süreçteki iki işin ortak yanı ise, düşünme zincirinde iğne ucu kadar bile boşluğa yer vermeyen, her şeyi ama her şeyi sorgulayıp kuşku eleğinden geçirebilen düşünme biçimidir.

Bu yeni düşünme içiminde alim ve alimelere yer yoktur; ama, nedensel (rasyonel) ve eleştirel (kritik) düşünmeyi konu alan kitaplar yazıp, nedensel düşünmenin “bir sonuca yol açan tüm nedenleri bir ağaç formunda ortaya koymak”; kritik düşünmenin ise, bu “çok sayıdaki nedeni, sonuç üzerindeki etkilerine göre sıralamak” olduğunu anlatamayan bilgin ve bilginelere de yer yoktur.

Masa tenisi videosu birçok yönden göz açıcıdır. Hatta, modelleme ve kodlama işleri gün gelip bizzat robotlarca yapılmaya başlanacak, bu yeni yaka renklilere de ihtiyaç azalacaktır. Bu şu demektir: Geri kalan posalar (yani bu işlere yaramayan, herhangi bir değer üretemeyenler) temizlenecektir.

Nasıl mı, şöyle:

Bu acılı süreç alim ve alimelerce başlatılacak; kendisine sorgulamadan belletilenlerden başka şeyler düşünmesi imkansız hale getirilenler –laik sandığımız okullarda ezber profesörü haline gelmiş çocuklardan büyüyenler de dahil-, birbirlerini kıtır kıtır keseceklerdir. Herkes bildiği yolda devam etsin, yanlış olmuş ve olacak bir şey yoktur.

7 Mayıs 2015

7 Yorumlar

  1. Peki ama Değerli Hocam, RTE nin seçim başarılarında nedensel ve eleştirel düşünme becerileri yokmudur. saygılar…. Cem ÖZKAN / Bursa

    1. Sevgili Cem, ifadenizdeki anahtar kavram “başarı”. Buna göre üç şey söylenebilir:
      (1) Seçim başarısı, içinde “düşünme biçimi”nin de yer aldığı çok sayıda öğenin bir bileşkesidir. Hangi bileşenin bileşke üzerinde daha etkili olduğunu bilmediğimiz -ve bir bölümünü de bilemeyeceğimiz- için, seçim başarısını “düşünme yetisi”ne bağlamak akılcı olmaz.
      (2) Nedensel düşünme, onu oluşturan parçaların “kopuksuz” olmasını ve parçaların her birisinin de kendi içinde yine “rasyonel ve kopuksuz” olmasını gerektiriyor. Buna göre, bu zincire katılmış olabilecek örneğin bir “zihinsel virüs” (bkz. http://bit.ly/1zZvmMw) tüm zinciri geçersiz kılabilir.
      (3) Nedensel ve eleştirel düşünme’nin bir de “değerler” boyutu var. Örneğin, bir banka soygununu eksiksiz bir düşünme kalitesiyle soymak, değerler açısından kabul edilemez.

      Şimdi bunlara göre izninizle benim size bir sorum var: Yukardaki kısacık akıl yürütme herkes tarafından kolayca yapılabilir ve sizin de bunu yaptığınızdan hiç kuşkum olmadığına göre, acaba sorunuz ile bize neleri düşündürmek istemiş olabilirsiniz?

  2. Nedensel ve eleştirel düşünme, daha makbul olanın sürdürülebilir kılınmasına yöneliktir. Burada hayati nokta, makbul olanın, diğer bir ifadeyle amacın ne olduğudur. Dolayısıyla bu düşünme biçimleri, herkes için refah ve mutluluk sağlayacak süreçlerin arayışı ile ben nasıl daha çok kazanan olurum arayışında da kullanılmasına engel yoktur.

  3. Evrim teorisi de değişime ayak uyduramayan türlerin yaşamlarını idame edemeyeceklerini ispatlamıştır.
    Üzücü olan, değişimin farkında olmayanların önlem alma/uyum sağlama çabasına ihtiyaç duymamaları ve insanlık adına nahoş olaylara (hatta yok olmaya) neden olmalarıdır.
    Doğal seleksiyonun bir bölümü de bu olmalıdır sanırım.

  4. Kısaca:
    Carl Sagan: MÖ 3ncü yy’da, kayıtlara göre, yıldızları sorgulayan insan köleliği, yaşadığı toplumun ekonomik, politik ve dinsel kabullerini sorgulamıyordu!” https://www.youtube.com/watch?v=6GFXtoSz-cs

    MS 21nci yy’da en ince ayrıntılarına dek düşünülen kusursuz teknoloji üretimi ve yine köleliği, yaşadığı dünyanın çevresel, ekonomik, politik ve dinsel kabullerini sorgulamayan insanlık!

    Acaba neden ince ince düşünenler, hedefe öncelikle “insan”ı tanımayı, ama gerçekten iğne ucu kadar bile boşluk bırakmayacak şekilde insanı tanımayı (sürü algısına koşullandırmayı değil!) koymuyorlar?

  5. İNSANLIK NEREYE!
    HABER: Farkhunda, 27 yaşında bir Afgan kadınıydı, öğretmen olacaktı. 19 Mart 2015 tarihinde bir caminin önünde, kesesini doldurmak için küçük kâğıt parçalarına dua yazıp insanlara hap gibi din satan mollaya karşı “bunların İslam’da yeri yoktur” diye karşı çıkınca “Kuran yaktı bu kadın” iftirasıyla bir grup öfkeli erkek tarafından linç edildi.
    Linç edilirken kamera kayıtları alınmış; cehalete, aldatılmaya karşı çıkanlara ibret(!) olsun diye.
    Tabutunu onlarca kadın taşıdı.
    SORULAR:
    (1) Tabutunu taşıyan kadınlar daha önce neredeydiler? Neden daha daha da çok kurban? Yüzyıllardır ve hala?
    (2) Peki, bizler bu tür vidyoları seyrederek bu çekimleri yapanları amaçlarına ulaştıracak mıyız? Ulaştırıyor muyuz?
    Lütfen seyretme.
    Ne yapabileceğini düşün!

Yorum Gönder