TİTAN’cılar Yapabildi Ya Biz!
Üssel olarak artan sayıların sihirini ilk kimler farketti bilinmez ama satrancı bulan Hintli’lerin bu işin farkında oldukları bellidir. Rivayet odur ki, satranç oyununu icadeden kişi Raca’nın öyle beğenisini kazanmıştır ki “dile benden ne dilersin” gibisinden bir ödül vermek istemiştir.
Alçak gönüllü ve akıllı mucit
Mucit ise alçak gönüllü, birkaç defa sağlığınız filan dediyse de Raca’nın israrları üzerine isteğini söylemiştir: 64 kareli satranç tahtasının ilk karesine 1 buğday tanesi konulacak, sonra sırayla her kareye bir öncekinin 2 katı kadar buğday konulacaktır. Yani 1, 2, 4, 8… ilh.
Raca bu karışık hesap yerine verin bir çuval buğday da gitsin der ama mucit tam olarak istediğinde israrlı olunca Raca da ister istemez peki der.
Depolar boşaldı
Birkaç saat sonra tahıl depolarından sorumlu yetkili Raca’nın huzuruna varıp tüm depoların boşaldığını ama hala gereken sayının çok uzaklarında olduğunu söyleyince iş anlaşılır ve bir hesap yaparlar. 1nci kareye 1 buğday, 2nciye 2, 3ncüye 4, 4ncüye 8, 5nciye 16, yani (n)nci kareye 2 üzeri 63. Yani 9,223,372,037,000,000,000 ya da daha kabacası 9un yanında 18 adet sıfır.
1 buğday tanesi yaklaşık 0.02 gram olduğuna göre bu sayıda buğday 20,000,000,000,000,000 gram veya 20,000,000,000,000 kilogram veya 20,000,000,000 ton veya 20 milyar ton olacaktır. Tabii ki böyle bir buğday stokunun mevcut olması düşünülemez (2004 yılı toplam dünya buğday üretimi 600 milyon ton civarında olup, dünyanın 33 yıllık üretimi ancak bu kadar olabilir).
Raca kendisine yapılan şakayı anlar ve mucite bir kere daha hayran olur.
Başka örnekler de var
Benzer şekilde eğlenmek isteyenler bir gazete kağıdının 50 defa katlanınca ne kadar olabileceğini hesaplayıp şaşırabilirler.
Ya da bileşik faizle aldığınız bir borcun ödemesini birkaç defa geciktirdiğinizde, ödemeye başlasanız bile ancak faizinin bir bölümünü ödeyebileceğiniz ve borcunuzun giderek artacağı gerçeğini -Türkiye’nin dış borçları gibi- görüp şaşırabilirsiniz. Bunlar işin hesap kitap kısmı.
Titancı’lar neyi farketti
Diğer yandan, kamuoyuna geçtiğimiz yıllarda Titan’cılar olarak yansıyan bir grup uyanık, halk arasında saadet zinciri olarak bilinen yöntemle epey para çarptılar ve sonunda yakalanıp hapsi boyladılar.
Titancı’ların bulduğu yöntem aslında yukarıdaki örneklerde anlatılan üssel sayıların hızlı çoğalışı olgusudur.
Çıkarları için her şeyi istismar edebilen bu kişiler matematiği dahi emellerine alet edebildiler. Eminim ki Titan’cılar ne ilk ne de son olacaktır. Ahlaksız insanlarla saf insanlar bir arada yaşadığı sürece yalnız yurdumuzda değil dünyanın her yerinde Titancı’lar var olacaktır.
Her madalyonun iki yüzü vardır
Bu, madalyonun “namussuzlar” yüzüdür; peki ya “namuslular” yüzünde ne oluyor?
Doğru, iyi ya da güzel şeyleri yaygınlaştırmak isteyen insanlar bu aritmetikten yararlanamaz mı?
Örneğin, Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı’nın (www.beyaznokta.org.tr) başlattığı KiGeP (Kişisel Gelişim Platformu-www.kigep.org.tr) projesi ya da onun benzeri ÖMer (Öğrenme Merkezi) projesinde bu aritmetik işe yaramaz mı?
Yarar, hem de çok
Bu tür projelerin en büyük ihtiyacı “çok sayıda katılımcı” ve “çok sayıda sponsor” olduğuna göre, üssel sayılar tam bu işe göredir. Örneğin, proje sempatizanlarından 20 kişi aralarında bir karar verseler ve her biri ikişer kişiyi daha sempatizan haline getirseler 2nci adımda 100, 3ncü adımda 180 ve mesela 11nci adımda 40,980 kişilik bir sempatizan grubu ortaya çıkar.
(İsteyenler, (n) kişinin her birisinin (m) kişiyi sempatizan haline getirdiği ve böylece (a) adım ilerlendiği durumda toplam sempatizan sayısını bulup eğlenmek isterlerse n+n.ma formülünü kullanabilirler)
Bunun için neye ihtiyaç var?
Bunun için ihtiyaç olanı Rahmetli İsmet İnönü -mealen- şöyle söylemişti: “Bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olamazlarsa çıkış yoktur“.
Herhangi bir girişime -KiGeP, ÖMer ya da bir başka- sempati duyanlar, en az 2 kişiyi ikna edebilir ve zinciri koparmadan 3-5 adım ilerlenebilirse, Titancı’ların melanet amacıyla kullandığı teknikle pekala olağanüstü doğru, iyi, güzel şeyler yapabilirler.
Sempatizanları bekliyoruz.
Salı, Ekim 4, 2005