Seçimlerde Etik Güvence

Herhangi bir göreve seçimle gelecek kişilerin görevleri boyunca uymayı taahhüt edeceklerini kapsayan birer Etik Güvence’yi seçilmeden önce ilan etmeleri öneriliyor. Bu güvencenin, alışılmış genel çerçeveli “yemin”lerden farkı, somut ve kolay denetlenebilir az sayıda kuraldan oluşmasıdır.

Bu taahhüte tüm adayların ilgi göstermeyebileceği, bazı adayların güvence vermeye yanaşmayaceği ya da güvenceye uymayabilecekleri düşünebilse de, en azından örnek tavır sergileyebilecek adayların çıkması daha büyük ihtimaldir. Bu, bir demokrasi geleneği oluşturmak açısından küçümsenemeyecek bir başlangıç sayılmalıdır.

Güvence verenlerin vermeyenlere göre dezavantajlı olacağı”, böylece hareket serbestilerinin azalacağı yolundaki yaygın kanı, “eşitliği eğride aramak” gibi trajikomik bir seçimdir. Şu unutulmamalıdır ki, insanlık ailesinin ortak çabalarıyla oluşmuş medeniyet, büyük kitlelerce değil “doğruları, kendine avantaj sağlamayacak durumlarda da yapmanın güçlüklerine göğüs gerenlerce” inşa edilmiştir.

Az sayıda somut ve denetlenebilir kural yoluyla ahlaki değerler tabanını kurmadan, siyaseti, kurumlarını, o kurumlarda görev alan kişileri eleştirebiliyoruz. Bunun bir yararı olmadığını, yarar sağlamak bir yana, toplumun düzgün insanlarının siyasetten uzak durmaya çalışmalarına, siyasetin “bulaşmak” kavramıyla birlikte kullanılacak kadar kirli bir iş olarak tescil edilmesine yol açtığını artık görebilmeliyiz.

Siyasetin ahlaki tabanını inşa etmeye istekli olanları, etik güvence yaklaşımını yaşama geçirmek için önümüzdeki yerel seçimler bir fırsattır. Aşağıda bu yolda birkaç somut ve denetlenebilir kural önerisi bulunuyor. Yaklaşımı benimseyenlerin, çevrelerindeki adaylara ve/ya varsa bağlı oldukları siyasi kurumlara erişerek hayata geçirmeyi denemek istemez misiniz?

Önerdiğim iki yalın kural şöyle:

  1. Her yıl akçalı işlerimi bağımsız bir denetleme kurumuna denetlettireceğimi ve sonuçlarını seçmenlerime internet üzerinden açıkça ilan edeceğimi,
  2. Görevim dolayısıyla sahip olacağım her türlü imkanı doğrudan ya da dolaylı olarak kendime, yakınlarıma, siyasi veya ideolojik görüşlerini paylaştığım kişilere, hemşerilerime, meslektaşlarıma, okuldaşlarıma bir avantaj sağlamak amacıyla kullanmayacağımı; ırk, dil, din, mezhep ya da başka bir ayırıcı ölçü benimsemeyeceğimi; bu bağlamdaki tek ölçünün “bütünleştiricilik” olacağını; bunu söz ve eylem üsluplarımla da kanıtlayacağımı

taahhüt ediyor, taahhüdümün herhangi bir yolla denetlenmesine hiçbir şekilde karşı çıkmayıp aksine kolaylaştıracağıma; bunlardan birisinin aksinin varit olması halinde görevimden ayrılacağıma söz veriyorum.

Her yurttaşın yapabileceği basitlikte bir öneri. Bunların “niçin yapılamayacağını”, “hangi imkansız koşullar yerine gelirse düşünülebileceğini” ileri sürmek ya da yapmak. Aynen “to be or not to be” gibi.

31 Aralık 2018

7 Yorumlar

      1. Düşünbilimin, dört ana dalından biri,
        Doğrudan yanlışı, ayırabilme ETİĞİ !
        Vicdanın ve ahlakın doğasını anlamaya çalışan,
        Meslek ahlakı, iyilikle kötülüğün mücadelesi!

        Ahlak ve adalet uygulanırsa, toplumun temeli,
        Etik ise adaletin, inancın her emeli,
        Güneşin buzu erittiği gibi,
        Dürüstlük ,bitirir tüm kötülükleri,

        Çagdaşlık,dürüstlük, doğruluk, saygı,
        Gelişmiş ve bağımsız bir toplumun temelindeki kaygı,
        Vicdanlı bireyler olmalıyız önce kendimize saygı,
        Ahlak, o zaman erdem sayılır ,hırsızlığa karşı!
        Saygılarımla;

  1. Tınaz bey elinize sağlık. Benim de içimden şöyle bir madde eklense diye geçti:

    Siyasetçilerimiz!.. Sorun oluşturmalarınızdan bıktık; fayda sağlayıcılığınız bir yana; bari öncelikle ulusal birlik ve dirliğimize zarar vermeyin; ona da razıyım..

  2. Bence bu iki madde TBMM genel kurul salonuna, parti grup salonlarına, MV çalışma odalarına varsa Atatürk resimlerinin yanına, koridorlara, yemek salonuna, kütüphaneye vb. yerlere iri puntolarla asılsın, kişi başını ne tarafa çevirirse hep bununla karşılaşsın.

      1. Güzel bir çalışma,aktif siyasilerin katılımları sağlanabilirse etkili olabilir.Ayrıca herbir vatandaşımızında takipcisi olup ,taahüdünü ihlal edenlere heralanda cezasını vermede kararlı olmalı.istisna kabul edilemez.

Yorum Gönder