Şans bazen yaver gidiyor!
Şans bazen yaver gidiyor!
Bugün tarihli bir gazetede çıkan iddiasız görünümlü bir duyuru, bunca yıldır kafalarımızı kurcalayan eğitim sorunlarını -teknolojinin yardımıyla- çözdü. “Formülmatik” adı verilen ve içinde sayısız matematik, fizik, kimya vb formülü bulunduran bir avuç-içi-bilgisayar, hem de kupon karşılığı yurttaşların (çocuk ve gençlerinin) hizmetlerine sunulmaya başlıyor.
Devlet Üstün Hizmet Nişanı kimlere verilir bilmiyorum ama eğer ondan 1 tane bulunsaydı kime verildiyse geri alınıp bu aleti bu amaçla kullanmayı akıl eden kişiye verilmelidir.
Formülmatik, yıllardır çocuklarımızın iflahlarını kesen formül ezberleme derdini bir anda yok etmiştir. Bundan böyle, bir soru sorulduğunda, aletin fihrist bölümünden hangi formülle çözüleceği bulunup o formülün bulunduğu sayfaya tıklamak yeterli olacaktır.
Muhtemelen alet sadece formülü vermekle kalmayıp gerekli değerler girilerek sonucu da bildirecek, öğrenciye ise bunu sınav kağıdına yazmak kalacaktır. Kısa bir süre içinde Formülmatik’ten, doğrudan yazıcıya bağlantı yapılabieceği için çocuklarımız bu yazma yükünden de kurtulmuş olacaklardır. Gerçekten müthiş bir ilerlemedir bu.
Ne olduğunu anlamadan ezber de olsa formül ezberleyen çocuklarımız ve fen bilimleri konusunda eğitim gören yüksek öğrenim öğrencilerimizde son yıllarda ezbere karşı gelişmeye başlayan endişe verici gelişmeyi de bütünüyle durdurabilecek bu uygulamanın, bir yandan da ezbere dayalı öğretiler konusunda büyük bir şans getireceğini unutmamak gerek. Hatta denilebilir ki, birkaç yıldır o alanlarda kullanılmaya başlanılan “duamatik” vb araçlar bu son gelişmeyi tetiklemiştir. Buna dallar arası teknoloji transferi deniliyor.
Ama esas heyecan verici gelişme potansiyeli başka!
Eğitim sorunlarını bir çırpıda çözen Formülmatik’in çok kısa bir süre içinde toplumumuzun hemen hemen tüm sorunlarını çözebileceğini görebilmek lazım. Neredeyse hiçbir çaba harcamadan, bu alet -hatta adını bile değiştirmeden- bambaşka işlere yarayacaktır.
Bilindiği gibi demokrasi rejimlerinin en sakıncalı yanı herkesin ayrı ayrı fikirlere, çözümlere sahip olmasıdır. Nitekim ülkemiz sorunlarının bir türlü çözülemeyişinin nedeni, iddia edildiği gibi Sorun Çözme Kabiliyeti Yetmezliği adı verilen ve üzerinde çok çalışılması gereken bir sorun olması değildir.
Mesele, her sorun karşısındaki fikir ve çözüm dağınıklığıdır. Bu dağınıklığı giderebilecek -üstelik de elektronik- bir araç, milyonlarca üretileceği için de ucuz olacağı için herkese birer adet dağıtılabilecek ve her okuma yazma bilen kişi sorunu ne ise formülünü okuyup öğrenebilecektir.
Bu kadar da değil!
Bu çözüme karşı ileri sürülebilecek en ciddi iddia -çünkü başka itiraz olamaz-, değişen sorunlar ve çözümler karşısında sabit reçetelerin -başlangıçta ne denli doğru olursa olsunlar- bir süre sonra geçersiz olacağı, formülmatiklerin ise hala eski formülleri dayatıyor olacağıdır.
3G teknolojisi neye yarayacak sanılıyor!
Yaşamımızda büyük değişiklikler yapacağından emin olduğumuz 3G iletişim teknolojisi bu noktada devreye girecektir. Çoğu -ufku dar- kişinin sadece pizza sipariş etmeden önce neye benzediğini görmeye, kaçırılan golleri tekrar izlemeye ya da sinemaya gitmeden önce fragmanlarını önizlemeye yarayacağını sandığı bu teknoloji, her gece biz uyurken Formülmatik’lerin belleğine -tabii ki ücreti karşılığı- kablosuz olarak yeni çözümleri indirecek, ertesi sabah hangi sorunun çözümünün ne olduğu, hatta kişiye özel olarak neler yapması gerektiğinin listesi hazır olacaktır.
Hayal etmesi bile güzel!
Bu çözümü düşünenlere -ki son kısmının pirimi bana ait olmalıdır- ne kadar teşekkür etsek azdır. Benjamin Disraeli ve Mevlana Celalettin Rumi neredeyse aynı sözcüklerle söylenmesi gerekeni yıllar, yüzyıllar öncesinde söylemişlerdir: İnsanlar ve toplumlar layık oldukları şekilde yaşarlar.
29 Kasım 2008 Cumartesi