Kadına şiddet..
Kadına şiddet..
Sorun nedir?
Bugüne kadar bir yerde, “kadına şiddet” adı verilen “sorun grubu”na ait herhangi bir tanıma -örnekler hariç- rastlamadım. Örnekler, hatta bir örnek bile sokaktaki insan için bir olguyu tanımlamaya yeterli iken, bilim nazarında -sayıları ne kadar çok olursa olsun- bir şey ifade etmez.
Bu nedenle kadına şiddet denilen olgunun -birçok sorunumuzda olduğu gibi- tanımlanmamış, hatta tanımlanmaya gerek duyulmayacak kadar aşikar(!) olduğu varsayılmış bir sorun olduğu söylenebilir.
Sokaktaki insanın gözlemleri yararlıdır ama..
Tek bir örneğin yanlışlanabilmesinin bile binlerce karşı örneği geçersiz kıldığı gerçeği karşısında, sokaktaki insan gözlemleri, olayları birbirleriyle tutarlı biçimde açıklamaya çalışan insanlar için değerlidir. Çoğu buluş, sokaktaki insan gözlemlerinden kaynaklanıp, sonrasında bilim insanlarınca yanlışlanamayacak şekilde açıklanmaya çalışılmıyor mu?
Kadına şiddet sorunu tanımlanmamıştır..
Bu konuda (akademik, siyasi, popüler vd) söz söyleme yetkisine sahip olan kişilerin açıklamaları şu gruplarda toplanabilir:
– Nedenini merak ederken kadınlar bir yandan şiddet görüyor; teorik tartışmalar bir yana bırakılıp derhal şiddet durdurulmalı. Bunun için şiddeti yasaklayan bir yasa gerekir. Ayrıca da hemen elektronik kelepçeye geçilmelidir.
– Nedenini merak edenler cahildir; sosyo-kültürel ve antropomorfolojik bağlamdaki kanıtlar, erkek egemen bir toplum yapısının tek neden olduğunu gösteriyor. Yeni anayasayla derhal erkek egemenliği durdurulmalı; ayrıca bunun -yani benimkinin- dışındaki hiçbir açıklamaya itibar edilmemelidir.
– Sorun, insanı tüketen kapitalistik düzenin bir dışavurumudur,
– Kadın, usulü dairesinde hizaya getirilmelidir; yöntemi tanımlanmıştır,
– Sorunun neden(ler)ini bilmiyorum ve merak ediyorum.
Farklı kök sorun‘lardan üreyen hayalet sorun’lar paketlenip adlandırılıyor..
Kadına şiddet, trafik terörü, Kürt sorunu, işsizlik gibi toplumsal sorunların ortak özelliği, farklı kök sorunlardan üremiş olup sonra da bunların paketlenip kısa bir adla etiketlenmeleridir. Gerçekte de hemen tüm karmaşık ve zaman içinde -başka sorunlarla bileşikler yapa yapa- daha da çetrefil hale gelen tüm sorunların birden fazla sayıda kök soruna sahip olması kaçınılmazdır.
Sorun burada değil, nitelikleri (ait oldukları familyalar) birbirinden farklı olan kök sorunlara ilişkin sorunların birleştirilmesi, üstüne üstlük bir de kısacık isim konularak sanki tek nedenli imiş gibi sanılması, sunulması, çözüm aranmasıdır. Kısa adla etiketleme, sorunun fazla önemsenmemesi gereken basit bir sorun olduğu izlenimi veriyor; aslında ise hiç de öyle değil; isimlendirmenin uzunluğu ile sorunun karmaşıklığı arasında hiç bağlantı yok.
Sorun paketi içindeki farklı nitelikli kök sorunların her birinin ayrı ayrı ele alınmaları gerekiyor. Örnek olarak kadına şiddet sorunu alınırsa: Sonuç, kavga, yaralama, taciz, tecavüz, ölüm de olsa, bu sonuçlara yol açan süreçler birbirinden farklı. Örneğin töre cinayetleri de, tecavüz olayları da ölümle sonuçlanıyor; ama sonuca kadarki süreçler aynı önlemlerle giderilemeyecek kadar farklı.
Töre cinayetlerine engel olmak için:
– Töre egemenliğinin nedeni olan hukuk eksiğinin güvenilir bir hukuk sistemiyle giderilmesi,
– Namus kavramının, ne olduğu tanımlanmamış ve tamamen cinsellikle özdeşleşmiş anlamının zihinlerde netleştirilmesi için toplumun ortak yaşam kültürünün temelini oluşturacak olan ortak kavram tabanı‘nın oluşturulması
gerekirken, tecavüz sonucu meydana gelen cinayetler için:
– Kadının sarıp sarmalanıp eve kapatıldığı, erkeklerin de -biyolojileri gereği- her gördükleri -her türden- dişiyi bir ihtiyaç karşılama aracı olarak yorumladıkları anlayışın değiştirilmesi,
– Cinsellik pazarlamasının çok kolaylıkla çeşitli meslekler içine yerleştirilerek bir çıkar sağlama ve/ya yetersizlik giderme yolu haline getirilebilmesinin oluşturduğu ortamların farkedilmesi,
– Kadın ve erkeğin cinsel eğitimsizliğinin giderilmesi
gibi önlemler yararlı olacaktır. Yok böyle değil de, farklı nitelikli sorunları mutlaka paketlemekten özel bir zevk alıyor isek, bu defa da paket içindeki sorunlara yol açan kök nedenleri ayrı ayrı analiz edip, tüm önlemleri içeren “paket çözümler” oluşturulması gerekiyor.
Bütün bunların ilk adımı olarak da, yazının en başında değinilen “sorunun tanımlanması”, yani paketin içeriğinin inceden inceye listelenip açıklanması gerekiyor. Bu arada, her soruna kestirme çözümler bulan kolaycı anlayıştan da uzak durmak hepsinin ön koşulu. Yürüyüş yapmak, gazeteler yoluyla şiddete hayır sloganları üretmek, elektronik pranga vbg önlemler(!), şiddetin köklerine zaman kazandıracağı için yarardan çok zarar üretebilir.
Şimdi, bu açıklamanın ışığı altında, kadına şiddet paket sorununun neler içerdiğini, nasıl bir çözümler paketi önerilmesi gerektiğinin tartışılması gerekmez mi?
3 Eylül 11 Cumartesi