İHLAL HİYERARŞİSİ !
Bazı sorular vardır ki bunlar hakkında doğrudan anket yapmak, yapılsa da doğru yanıtlar almak çok güçtür. Örneğin, “çok utandığınız bir kötü huyunuz var mı?” gibisinden bir soruya, “evet var, insanlara çok güveniyorum sonra da hayal kırıklığına uğruyorum” yanıtını veren manken taklidi ya da “evet var, hiç hata yapamıyorum” diyen yupi özentisi MT, kolayca anlaşılabileceği gibi gerçek yaşamlarındaki sıkıntılarını telafi etmek ümidiyle yalan söylemektedirler.
Bu yüzden de bu tür sorular içeren anketlerde içtenlikli cevap alabilmek için türlü yollara başvurulur, yanıtların gizli kalacağı ve benzeri güvenceler verilir. Ama bunların büyük çoğunluğunun işe yaramadığı kesindir. İnsanlar yine de gerçekleri değil, idealize ettikleri yanıtları verirler.
En iyisi bu tür “zor” soruları içeren anketleri, kişilerin kendi kendilerine cevaplamalarını istemektir. Bu durumda içtenlikli cevap alabilme şansı yine yüzde yüz değildir, ama ilkine göre daha yüksektir. Tam doğru yanıt alınamayabilir, çünkü bu defa da kişi kendinden utanabilir.
Belirleyici başlıca niteliklerinden birisi “sürekli olarak başkalarından yakınmak” olan toplumumuzda, hemen herkes başkalarının kuralları çiğnediğini, kendi ve kendi gibilerinin bu yüzden mağdur durumda olduklarını iddia etmektedir.
Bu iddialar büyük olasılıkla doğru, ama tam doğru değildir. “Doğru”dur, çünkü gerçekten de kural ihlalleri (istisnasız her konuda) ulusal özelliklerimizin bir diğeridir. Ama “tam doğru” değildir, çünkü kural ihlallerinden yakınanların büyük çoğunluğu da kuralları çiğnemektedirler.
Peki bu nasıl olmaktadır? Bir kişi, yakındığı suçu (kural çiğneme) işler mi?
Mekanizma şöyle işlemektedir: Her kişinin ait olduğu sosyal sınıfın belirlediği “kural çiğneyebilme sınırı” farklıdır. Bir benzetmeyle, toplum içindeki kurallar bir merdivenin basamakları gibi bir hiyerarşi oluşturmaktadır.
Yaşamını şoförlük yaparak kazanan bir vatandaşın ait olduğu sosyal sınıfın kural çiğneyebilme sınırları, apartmanın üst katından kilim silkeleme, çevreye çöp atma gibi belediye yasasını ilgilendiren hükümler ile, trafik yasası hükümlerinin çiğnenmesinde son bulur.
Yap-satçı bir vatandaşın sınırları ise biraz daha geniştir. O nun yaşam alanı içindeki kurallar ise hem bir öncekini hem de daha üst kuralları içerir. Mesela kamu arazilerini işgal edip belediyeye rüşvet vererek inşaat ruhsatı alma, ancak bu vatandaşımızın kural alanı içindeki bir ayrıcalık olup şoför vatandaşımız bu ayrıcalıktan yararlanamaz.
Diğer yandan, örneğin bir bakan ise daha farklı bir sosyal sınıfa ve ona tekabül eden kural alanına sahiptir. Bu nedenle de, hem şoförün, hem yap-satçının, hem de kendi özel sınıfının kural çiğneme imkanlarına sahiptir. Buna göre, ne şoförün, ne de yap-satçının sahip olmadığı, mesela “bakanlık imkanlarını kendi seçim çevresi için kullanma” gibi bir potansiyeli vardır.
Bir ilke olarak -ki buna kural çiğneme kanunu denilebilir-, kurallar hiyererşisinin basamaklarında çıkıldıkça, kural çiğnemenin getirisi artar.
Bu ilkeye göre, herkes maksimum getiri sağlayabilecek kuralları çiğner. Filmlerde seyrettiğimiz mafya “baba”larının toplum içinde son derece saygın olması işte bu kanun dolayısıyladır. “Baba” çevresine iyilik yapar, tüm basit yasal ve ahlaki kurallara uyar, ama mesela uyuşturucu ticaretini yöneterek maksimum getiriyi sağlar.
Bu nedenle, yap-satçı vatandaşımız bir alt sosyal sınıfın kurallarına saygılı, ancak kendi alanı içindeki kurallar için bir canavardır. Merdiven çıkıldıkça herkes kendi altındakilerin kurallarına saygılıdır. Yukarıdan aşağıya doğru durum budur. Yukarıdan aşağı bakanlar, aşağıdakilerin çiğnedikleri, kendilerinin ise saygılı oldukları kuralları gördükçe küplere biner ve yakınırlar.
Aşağıdan yukarı doğru bakıldığında ise durum yine benzerdir. Bu defa, aşağıdaki, kendinin çiğneme imkanı bulunmaması nedeniyle -mecburen- saygılı olduğu kuralları üsttekilerin çiğnediğini gördükçe küplere biner ve yakınır. Gerçekten de şoför ya da yap-satçı vatandaşın, anayasa ihlali ya da imkanlarını seçim bölgesine peşkeş çekme gibi bir imkanı yoktur ve dolayısıyla bu alandaki kuralları çiğnemesi mümkün değildir.
Şimdi, acaba şöyle tek sorulu bir anket yapılsa kendi kendimize ne yanıt verirdik? “Ben hangi kuralları çiğniyorum?”