Dondurmacı kız!
“Genelleştirme”, iki tarafı keskin kılıç gibidir. Gözlem, aktarılma, içine doğma gibi bir kanaldan edinilen küçük bir bilginin, daha geniş bir alanda sonuçlar üretilebilecek şekilde genelleştirilmesi hem safsatanın hem de bilimin kaynaklarından birisidir. Birbirine bu denli zıt iki alanın aynı bir kaynaktan besleniyor olması bir çelişki gibi görünüyor ise de, safsata ve bilimi oluşturan zihinsel kurgunun esas belirleyici olduğu unutulmamalıdır.
“Dondurmacı kız” ile ilgili bir gözlemimi genelleştirerek tüm dondurmacılara ya da tüm kızlara yaygınlaştırmak gibi bir düşüncem yok. Ayrıca, söz konusu gözlemimin öznelerinden birisi de bir diğer tezgahtar “dondurmacı delikanlı”dır. Ama yine de “tüm gençler bunlara benzer” gibisinden korkutucu bir genelleme niyetinde kesinlikle değilim.
Bir niyetim, sizlerin de çevrenizdeki kişilere dikkat etmenizi ve eğer buna benzer semptomları yaygın olarak görüyor iseniz o zaman bu salgını ilgili sağlık kuruluşuna haber vermemizi özendirmektir. Ama esas niyetim, eğer bu bir salgın ise, kaynak(lar)ının, herkesin ağzındaki okul sistemi olup olmadığını sorgulamak, hatta okul sisteminin de aynı salgın nedeniyle hastalanmış olabileceğini düşünerek onun da neden(ler)ini sorgulamaya davet etmektir. Bu kadar kalabalık lafa yol açan basit olay şöyle:
Bir akşamüstü mahallemizdeki dondurmacıya bir arkadaşımla gidip dondurma yemek istedik. Gelen lezzetli dondurmanın miktarı, nefis körletici miktarın üzerinde göründüğü için servis yapan hanım kızla şöyle bir diyalog gelişti:
- Hem dondurma yemek hem de aşırı kalori almamak için yediklerimin miktarına hep dikkat ediyorum. Bu dondurma çok lezzetli ama miktarı da çok görünüyor, acaba kaç gramdır söyleyebilir misiniz?
- Nasıl yani?
- Sakın aklınıza, paramın karşılığını ölçmek için miktarını bilmek istediğimi gibi bir şey gelmesin sadece az mı çok mu yiyorum bunu bilmek için soruyorum.
- Neyi?
- Dondurmacı kız diğer tezgahtara (dondurmacı delikanlı) dönüp yardım isteyen gözlerle baktı ve delikanlı aynı şekilde bize dönüp:
- Nasıl yani?
Bu defa arkadaşım prdoblemi kestirme yönden çözmek için atıldı ve:
- Sizin teraziniz var mı?
- Delikanlı: yok hayır tartı var.
- Arkadaşım: tamam işte, siz bir boş kaseyi tartın.
- Delikanlı ve kız aynı anda: ama sizinkinin içinde dondurma var, boş değil ki.
- Ben ve arkadaşım: olsun siz boşunu tartın biz anlarız.
Dondurmacı kız dondurmamı alıp götürdü ve tezgahın arkasından bir süre sonra heyecanla sesi yükseldi:
- 350 gram.
- Ben (biraz suçluluk duyarak arkadaşıma): gitti 800 kalori
- Arkadaşım: ama bu dondurma o kadar var mı?
- Ben dondurmacı kıza: bu 350 gram neyin ağırlığı?
- Dondurmanızın ağırlığı, ama kapla beraber
- Peki kabın ağırlığı ne kadar?
- Onu ayrı tartmak lazım.. 150 gram geldi.
- Ben (biraz rahatlamış olarak arkadaşıma): iyi bari 200 gramla kurtardık
Para öderken çaktırmadan bu vakayı daha yakından tanımak için sordum:
- Siz hesap kitap işlerini çok süratli yapıyorsunuz, lise mezunu filan mısınız?
- Hayır ben üniversite öğrenciyim.
- Oo çok iyi hangi bölümdesiniz?
- İngilizce uluslararası ilişkiler bölümü son sınıftalyım. Zaten burası amcamın dükkanı ben yardım olsun diye duruyorum.
- Talih amcanıza gülmüş, inşallah uluslararası ilişkilerimizde de aynı başarıyı gösterirsiniz.
- (hafiçe kızararak) teşekkür ederim.
Başta da belirttiğim gibi bu bireysel olayı genelleştirmek gibi bir niyetim yok. Ama içime de bir kurt düşmedi değil. Acaba bunlardan çok var mı diye.
Kurt düşmesinin bir nedeni de, ABD’de yapılan benzer amaçlı bir test sorusuna verilen yanıtlardı. Kolej mezunlarına sorulan soru şöyleydi (tabii ki test sorusu): 100 sayısının %70’i aşağıdakilerden hangisidir? a) 70den küçüktür b) 70e eşittir c) 70den büyüktür d) hiçbiri.
Doğru cevabı verenlerin, katılanların %20si dolayında olduğu belirtiliyordu. Bu %20ye ikinci bir genel kültür sorusu sorulmuştu. Soru şuydu: 5 yabancı ülke adı sayar mısınız? Cevapların çoğunluğu şu şekilde imiş: Michigan, Oregon, Seattle, Wisconsin vs.
Risk Altındaki Ulus raporu A.B.D.’de 1983 yılında yayımlanmıştı. Halen o rapor üzerinde çeşitli araştırmalar yapılıyor (http://en.wikipedia.org/wiki/A_Nation_at_Risk).
Amerikalı öğrencilerin bu durumuna -başkanlarına bakarak- şaşmamak lazım. Peki acaba bu dondurmacı kız ve delikanlılardan bizde de çok varsa ne yapacağız?
Yok canım bu bir karabasan olur.
Cumartesi, Ekim 2, 2004
Korkarım ki bu gidişle dondurmacı kızı da arayacağız.