BİR EK KAYNAK: LAF VERGİSİ !
Ülkemizin önemli sorunlarından sayılan (belki de öyledir) kaynak kıtlığına karşı önlemlerin başında vergi gelirlerini artırmak geliyor.
Ancak, kaçıranlardan vergi almak mümkün olamayacağına göre yeni vergilerin konulması kaçınılmaz hale geliyor. Bütün vatandaşlarımıza da yeni vergiler düşünüp önermek görevi düştüğüne göre, bunu ilk yapanlardan biri ben olmak istiyorum.
Önerim, her ağızdan çıkan ya da yazılan sözcük başına çok küçük bir vergi alınmasıdır (örneğin 10 kuruş gibi).
Böylece, mesela akşama kadar 2000 kelime sarfeden bir vatandaş 200TL vergi vermiş olacak, buna karşılık konuşma özürlü bir yurttaşımız ise hiç vergi vermeyecektir.
Böylece kişi başına ayda 6000, yılda 72,000 liralık bir vergi gelmiş olur ki bu, asgari ücretliler için dahi yüksek sayılmaz. Ama, nüfusumuzun yarısının konuşabildiğini düşünürsek bu, yılda 2 trilyonluk bir kaynak demektir. Ayrıca, ortalamayı yükseltebilecek birçok kesimin bulunduğu dikkate alınırsa bunun, küçümsenemeyecek bir rakam olduğu anlaşılacaktır.
Laf Vergisinin bu yararının yanısıra başka faydaları da olacaktır. Artık herkes olur olmaz “laf” edemeyecek, onun yerine ölçüp biçip “söz” söylemeye gayret edecektir.
Örneğin artık şöyle “laf”lar duymayacağız; “Ülkemizdeki sosyo-stratejik ve eko-kültürel boyutlarındaki memnuniyet verici gelişmeler içte ve dışta gıptayla izlenmekte ve takip edilmekte olup, global Dünya’ya entegrasyon ve bütünleşme sürecine girilmektedir”.
Böylelikle insanlarımızın boş laf dinlemesi bir ölçüde önlenmiş olacaktır.
Bir diğer fayda, televizyon yayınlarındaki olası ferahlamadır. Birçok program, maliyet artışları yüzünden yayından kaldırılacak, haber bültenleri beşer dakikaya inecektir.
Diğer yandan gazeteler tek sayfaya inecek, bir kısım köşeler (benimki gibi) boş kalacak, bürokratik yazışmalar azalıp vatandaşın işi hızlanacak, hatta mahkemelerin bile yükü azalacaktır.
Bütün bunların dışında, sürpriz gibi görünmesine rağmen, söz söyleme özgürlüğü artacaktır.
Bunca “laf” arasında “söz”ünü dinletemeyenlerin karşıkarşıya bulunduğu bir çeşit özgürlük kısıtlaması azalacak, lafların sözleri boğması önlenmiş olacaktır.
Okullarda çocuklarımıza özlü konuşma, yazma telkin edilecek, anlamsız, uzun konuşma ve yazma artık “ayıp” sayılmaya başlanacaktır.
Her yazılan ya da söylenenin, insanların ömürlerinden küçük parçalar kopardığı, ama bu küçük parçalar biraraya gelince ömürlerin önemli bir bölümünün laf etmek ve/ya dinlemek için harcandığı düşünülürse böyle bir vergi daha az saçma görünmüyor mu?
***