BİLİŞİM BAKANLIĞI !
Dünya’nın çeşitli toplumları içindeki “sokaktaki insan” denilen kesimler arasında bir yarışma düzenlense ve bunların çözüm ürettikleri sorunların tip ve cinsleri yarıştırılsa, bizim sokaktaki insanlarımız büyük farkla birinci olurdu. Şimdiki adı “kahve”, orijinal adı ise kıraathane (okuma yeri) olan yerlerdeki boş vakti fazla vatandaşlarımızın el atmadığı bir sorun alanı -hemen hemen- yoktur. “Bilişim”, bu alanların dışında kalıyor zannedilebilirse de, “robotlar, cep telefonu ve bilgisayar” başlıkları altında çoktan ilgi alanına alınmış bulunmaktadır.
Buralarda üretilen çözümler öyle rastgele akla geldiği gibi olmayıp, belirli bir sistematiğe oturur. Şöyle ki:
- Sorun, mevcut kamu kurumlarından birisinin alanına giriyorsa 3’e, girmiyorsa 2’ye gidiniz
- Yeni bir kurum kurulmalı, bu kurum tercihan başbakan yardımcılığı, o olmuyorsa bakanlık, hiç olmazsa genel müdürlük olmalıdır. Ancak hiç bir durumda daha aşağısına razı olunmamalıdır. Bu adım gerçekleştirilince 8’e gidiniz.
- Bu alanda mevcut bir yasa varsa 5’e, yok ise 4’e gidiniz.
- Bir yasa çıkarılmalı. Yasa çıkınca 8’e gidiniz.
- Bu alandaki yasa yeterli yaptırımı sağlayabiliyor sa 7’ye, yoksa 6’ya gidiniz.
- Yaptırım gücü mevcuda göre daha yüksek bir yasa yapılmalı, ayrıca anayasaya paralel bir hüküm konulmalı ve üstüne üstlük -ibret olması için- bu yasa hükmüne uymayan birkaç kişi hemencik sallandırılmalı. Gerçekleşince 8’e gidiniz
- Bu konuda Devlet Politikası gerekir. (Bu, hiç bir siyasi partinin bozamayacağı, yani askeri darbelerden sonra yapılan bir yasa gibi olmalı demektir). Ayrıca, bu önemli konunun, siyasilerin erişemeyeceği bir yere konulması iyi olur. Yapılınca 8’e gidiniz
- Sorun çözülmüştür. Rahat!
Bu algoritmadan hemen anlaşılabileceği üzere, kahvelerdeki vatandaşlarımız öyle sanıldığı gibi boş durmamakta, ülkemizin sorunları için durmadan çözüm üretmektedirler.
Çağımız bilişim çağı olduğu ve bu alanda birçok sorun mevcut olduğu için, yeni hükümetimize bir hizmet olmak üzere, bu sistematik uyarınca geliştirilecek 2 numaralı çözüm herhalde yakında ilgililere sunulacak ve bir “Bilişim Bakanlığı”nın kurulması gündeme gelecektir.
Bu çalışmalar sırasında dikkate alınması yararlı olabilecek bir küçük hatırlatmayı, yukarıdaki algoritmaya bir ilave yoluyla yapmak bir görev sayılabilir. Bu da, çevre, insan hakları, bilim ve teknoloji, trafik, bilişim gibi alanların birer süreç oldukları, süreç yönetimlerinin ise fonksiyonel biçimde örgütlenme yoluyla yönetilemeyeceği, çünkü süreçlerin, onları ilgilendiren tüm fonksiyonları -ki tüm fonksiyonlardır- yatay biçimde kestiği gerçeğinin hatırlanmasıdır.
Eğer bilişim alanında sorunlar varsa, önce bunların nedenlerine, sonra onların nedenlerine, daha sonra da onların nedenlerine ilh. bakmak ve böylece daralan “kök nedenler” alanına girmek gerekir. Orada bulunacakların ne oldukları belki sürpriz olacaktır. Ama içlerinde “Bilişim Bakanlığı”nın bulunmayacağı kesindir.
2 Ekim 2001