“Zilsiz Okul”
Zilsiz Okul, derslerin başlayıp bittiğini ilan etmek amacıyla zil, kampana, müzik, sesli anons ve benzeri bir yolla (dikkat! Kritik kavram) “herkese” duyuran bir yöntemin kullanılmadığı (ama bu videodaki kadar da herkesin kafasına göre takılmadığı) bir okuldur.
Bağımsız düşünüp hareket edebilen (kısaca“kendi ayakları üzerinde durabilen”) kişiler yetiştirmek bir okulun misyonu (varlık nedeni) olduğuna göre “zil”, bütün masum görünüşüne karşın, bağımsız birey yerine “sürüye ait kişi” koşullandırmasına neden olabilir; belki tek başına değil ama benzer uygulamalarla beraber. Baz hallerde amaç bu olmasa da sonuç ister istemez budur.
Bunun yerine -hangi yaşta olursa olsun- öğretmen ve öğrencilerin (ya da öğrenci gruplarının) kendi aralarında farklı saatlerde randevulaşıp sınıf ya da bir başka ders yapılacak yerde buluşmaları esas olmalıdır. Böylece bir yandan bağımsız birey yetiştirme desteklenirken, bir yandan zamana sadakat, bir yandan da başkalarının meşgul olduğu saatlerde onları rahatsız etmemek gibi bir alışkanlık kazanılmasına yol açılmış olur.
Bu öneri Beyaz Nokta® (www.beyaznokta.org.tr) tarafından gündeme getirildiğinde, M.E.B. okullarının bir bölümünde zil kalktı, onun yerine müzik geldi; hele daha havalı kolejlerde klasik müzik çalınmaya başlandı. Herhalde zilsiz okul önerisinde esas amacın “zil” olduğu sanıldı.
Zil veya benzeri bir araçla, dersliklerde süregiden çalışmaların neresinde olunduğuna bakılmaksızın sabit saatlerde dersin otomatik olarak kesilmesi yerine, öğretmen ve öğrenciler arasında yapılabilecek kısa bir görüşme yoluyla:
(a) Öğrenciye, fikri değerli olan bir birey olduğu
(b) Bireyin tercih yapabilme özgürlüğü demek olduğu,
(c) Demokrasinin, tercihlerini dile getirebilme, bu konuda tartışabilme hakkı olduğu,
(d) Her tartışmada karşılıklı görüşlere başvurulması gerektiği
(e) Tartıştığı kişiler kadar -hatta daha da çok- onların fikirlerinin değerli olduğu
“saklı içerik” (http://wp.me/p2t6mi-ZA) yoluyla hatırlatılmış olur.
Bu yararların yanısıra, teneffüs sırasında halen dersi kesmemiş olanları rahatsız etmemenin gerekliliği ve yolları da öğrenilmiş olur.
Bu öneri -aynen gözetimsiz sınav (http://wp.me/p2t6mi-WO) gibi- tek başına “en kötü eğitim sistemine sahip olma” unvanımızı değiştiremez. Ama, uygulayabilmek için anayasa değişikliği, KHK, geniş mutabakat , maaş artırma vb bir şey de gerektirmez. Bir (sadece 1) öğretmenin uygulamaya başlaması ve büyük olasılıkla bunun niçin olamayacağını iddia edecek diğer öğretmen ve idarecileri ikna etmeye çalışmasını gerektirir.
Peki yapıl(a)mayışının nedenleri nelerdir?
O da bellidir: Emperyalizm ve gelişmemizi istemeyen dış güçler mani olmaktadır.
Bu “zilsiz okul” ve “gözetimsiz sınav” tohumları , sivil toplum açısından toplumumuzdaki potansiyelin kanalize edilmesi açısından da işe yarar. Bu önerilerin ikisi de “tek” kişilerce peşine düşülebilecek hedeflerdir.
İlgilenenlere duyurulur.
10 Şubat 2018
Mükemmel bir girişim. Birey ve toplumun etik birey, düşünce ve sorumlululuk sağlığı için başarılmalı.
yazdığım yorumda kullandığım ”etik birey” ifadesi yanlış olup yerine ”sağlam karakterli birey” yazılabilir.
Öneri bana Finlandiya daki çocuk eğitim süreçlerini anımsattı. Ham de OMER deki öğrenmeyi öğrenme çalışmasını ! Bu işle ilgili yetkililer, uzmanlar, karar vericiler ve öğretmenler de bu tartışmaya katıla bilseler bambaşka bir dünya görebiliriz, özlem ve umutla bekliyoruz !