ÇALIŞMADAN PARA KAZANILMAZ!
Kamuoyuna Titan olayı adıyla yansıyan para toplama usulünü uygulayan kişiye gazeteci soruyor: “Sizin, insanları kandırdığınız, saadet zinciriyle para topladığınız söyleniyor. Titanzedeleri çıldırmaya kadar götüren bu iddialar doğru mu?”..
Kişi cevap veriyor: “Hayır katiyen doğru değildir. Ayrıca Titanzede diye kimse yoktur. Yalnızca çalışmadan para kazanmak isteyen kişiler çıkmıştır. Tabii ki beleş, çalışmadan para kazanılmaz. Gayret etmek, çalışmak lazımdır”..
Kimilerinin saadet zinciri olarak adlandırdığı sistemin bilindiği üzere iki esası vardır: Birisi matematiksel esası olup, geometrik dizi denilen sayı dizisinin şaşırtıcı artışıyla ilgilidir. Gazete kağıdının 50 defa katlanması, satranç tahtasının her karesine bir öncekinin 2 katı buğday koyulması gibi örnekler hep geometrik dizi örnekleridir. Ancak, şaşırtıcı sonuçların görülebilmesi için dizi elemanlarının sayısının bir miktar çok olması lazımdır. Aksi halde, mesela satranç tahtasının sadece 10 karesi bulunsaydı herhangi şaşırtıcı bir sonuç elde edilemeyecekti.
İkinci esas, bu sistem kullanılarak paraları toplanacak olan kişilerin akıl ve fikir düzeylerinin iyice düşük olması gereğidir. Fakat bu yeterli olmayıp, bu tür kişilerin sayılarının, birinci kuralın gerektirdiği kadar “çok” olması da şarttır.
Titan olayının bence ilgi çekmesi gereken kısmı, uyanık bir kişinin çıkıp tarih kadar eskiden bu yana bilinen bir metotla para toplaması değildir. Çünkü aynı yöntem, temizlik malzemelerinin ve kozmetik ürünlerinin pazarlanması için de halen kullanılmaktadır ve gerek yasalara gerekse ahlaka aykırı bir tarafı da yoktur. Pirimle çalışan pazarlamacılar hemen her sektörde son derece yaygındır.
Bu tür pazarlama zincirlerinde görev alan kişiler, gerçekten de çok çaba harcarlarsa çok para kazanabilmektedirler. Ayrıca zincire giren herkes, kazanabileceği söylenen paranın kaynağını görmekte, bu paraların yapılabilecek satışların bir bölüm gelirinden kaynaklandığını bilmektedirler.
Titan konusunda ilginç olan, kaynağı sadece ahmaklık olan bir paradan pay almak isteyebilecek bu kadar çok kişinin varlığıdır.
Bilim ve teknolojiyle uğraşan kişi ve kuruluşlar, fen dersleri okutan okullar, ülkemizin geleceğinin bilimle ilgili olduğunu düşünenlere, Titan olayından daha iyi bir inceleme konusu olamaz.
Bu kadar çok insanın ahlaksız olduğuna, “ben senden alırım, sen de başkasından al” gibi bir mantığın, hırsızlık denilen olgunun mantığıyla tamamen aynı olduğunu bilmediklerine katiyen inanmıyorum. Bu zincire giren insanlar ahlaksız değillerdir.
Bu insanlar ahlaksız değillerdir ama, “yoktan bir şey var olamayacağı” temel yasasını bilemeyecek kadar bilgisiz; durup duruken bu kadar para kazanılamayacağını akıl edemeyecek kadar da akılsızdırlar.
“Hiçbir şey yoktan var olmaz” kuralını gerçekten anlamış (farkına varmış) bir kişinin, “patron kar etmese de verebilir”, “devlet, vergi almasa da memuruna zam verebilir”, “enflasyonu telafi edici ücret zamları yapsak da kararlı bir politikayla enflasyon düşürülebilir”, “medeni insanlar gibi katma değiri yüksek ürünler üretemesek de, insanca yaşamak hakkımız vardır” ve daha onlarca biçimde dile getirilen “yoktan var etmek mümkündür” hülyasına kapılması mümkün değildir.
Bilim, yalnızca evrenin sırlarını anlamak değil, o sırlar arasındaki bağları kurmak için de gereklidir. Lavoisier yasasını bir bilim yasası olarak bilen (hatta dersini veren), ama yukarıdaki örneklerdeki yaşam olgularıyla bunu bağlayamamış bir kişi, ünvanı, mesleği, şöhreti ne olursa olsun bilim cahili konumundadır.
Titan olayını toplum olarak iyi anlamalıyız. Dünyanın her yerinde saf insanları kandıran uyanıklar olmuştur ve olacaktır. Zaten Titan da bir yabancı kuruluştan sağlanan teknoloji (!) ile çalışmaktadır. Ama Türkiye’deki olay kandırma – kandırılma boyutunun dışında değerlendirilmelidir. Bu kadar çok insan, dinlerin “yoktan var etmek Tanrıya özgüdür” ve bilimin “hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan da yok olmaz, ancak yer ve şekil değiştirir” temel yasasıyla boğuşarak para kazanmaya çalışmaktadır.
Titan zincir(ler)ini yasaklamak için yasa çıkarılmasının düşünüldüğü gibi haberlerin doğru olmaması temenni edilir. Hatta eğer yasa çıkarılacaksa bu tür “yoktan var etme girişimleri”ni özendirmek üzere çıkarılmalıdır. Ayrıca bir yasa da bunu akıl edip yaşama geçiren uyanık kişileri ulusal hizmet ödülüyle ödüllendirmek de gerekir. Çünkü, doğal seçim yoluyla bu ve benzeri işlerin peşinde koşanların ayıklanması (çıldırma, intihar ve benzeri yollarla) sonunda geriye düzgün bir nüfus kalacaktır.
Tabii ki Türkiye gibi geniş toprakları olan bir ülke için kalacak olan nüfus çok az olacaktır. Ama ziyanı yok nasıl olsa çok çoğalıyoruz!