“BİRLİK”, NİÇİN BU DENLİ ÖNEMSENİYOR?

Ülkemizin “birlik” ve bütünlüğünü parçalamaya yönelik eylemler….

Solda “birlik” nihayet gerçekleşti….

Sağda “birlik” ancak ANAYOL ile olur…

Sözcüğün ve ona yüklenen anlamın bu denli yoğun kullanımı sonunda, “birlik” bir çeşit dokunulmazlık kazandı. Artık hiçbir babayiğit çıkıp da mesela “solda birlik bir yarar getirmez” ya da “milli bütünlüğümüz korunduğu sürece birlik önemli değildir” diyemez.

Bu denli meraklı olunan bu “birlik” nedir? Bu konuda bir anket yapıldığı yolunda bir bilgi mevcut değildir. Sözlüklerde ise “birlik”, yine kendisi kullanılarak açıklanmaktadır. Örneğin TDK sözlüğünde birlik, “birleşmiş, bir arada olma durumu, vahdet, Türk milletinin birliği” gibisinden ne olduğu değil nerelerde kullanıldığı belirtilerek açıklanmıştır.

Buralardan zorlamayla da olsa çıkarılan anlam, “farklılıkların bulunmayışı, var ise yok edilmesi” olabilir. Çünkü “bir”in en belirgin özelliği “çokluk” olmayışıdır. Çokluk farklılık demek olduğuna göre, demek ki birbirinden “farksızlık”, “birlik” anlamına gelmektedir.

“Birlik”in ne olduğu zor da olsa böylece ortaya çıkınca ikinci soru, “birlik olmazsa ne olur?” ya da “farklılıklar bulunursa ne olur?” gibisinden bir soru olmalıdır. Çünkü, bu soru’nun yanıtı verilebilir ve mesela “farklılık”ın pek de kötü bir şey olmadığı, hatta iyi yönetilebildiği takdirde büyük imkanları da içerdiği anlaşılırsa, bugüne kadar bir öcü gibi gösterilen “birliksizlik” bu defa saygın bir anlam kazanacaktır.

Hatta daha da düşünülürse, belki, “birlik” denilen bu “farksızlıştırma”nın, insanlarımızı bir sürü olarak kabul eden -ve de bundan pek mutlu olan- uyanıkların icadı bir afyon-kavram olduğu da ortaya çıkacaktır.

Farklılık kavramından korkulmasının olası nedeni, farklılıkların yönetiminin güç olması, beceriye ihtiyaç göstermesidir. Hangi düzeyde bir işi yönetmek olursa olsun, farklılıklar daima ince düşünmeyi, uzlaşmayı, çaba harcamayı gerektirir.

Toplu yemek servisi yapma işini yönetmek durumunda olan bir kişinin hiç hoşlanmayacağı bir tablo herhalde, vejeteryan, musevi, müslüman ve şeker hastalarından ibaret bir topluluğa servis yapma zorunluğudur.

Günümüzde terkedilmeye başlanan ve sanayi üretiminin yıllarca temel felsefesini oluşturmuş bir yaklaşım, müşteri istekleri ne olursa olsun onlara aynı ürünleri sunmak’tır. Bugün artık neredeyse her müşterinin özel isteklerine göre ürün üretme yöntemi geçerlidir. Peki, tek tip ürün üretmek yerine yüzlerce farklı tip ürün üretmek güç değil midir?

Solda üç parti yerine mesela otuzüç parti bulunsa ne olacak, daha büyük curcuna olmayacak mıdır?

Farklı ürün üretmenin ya da otuzüç parçalı bir solu (ya da sağı) yönetmenin güçlüğü parçaların çokluğundan değil, bu iş için gereken yönetim becerisinin eksikliğinden kaynaklanır.

Nitekim tek ürün üretiminin ya da parçalanmamış bir ideolojinin de pekala (ve hatta daha çoklukla) sorunlarla baş edememesi mümkündür.

Farklı parçaların bir “bütün” oluşturması, “networking” denilen yöntemle mümkündür ve bunun en güzel örneklerinden birisi de çok sesli müziktir.

Çok çalgılı-tek sesli müzikle karşılaştırıldığında, az çalgılı-çok sesli müzik daha güzel değil midir? Aslında, tek çalgılı-tek sesli (örneğin bir ney taksimi) ya da çok çalgılı-çok sesli (örneğin rap) müzik de güzel ya da çirkin olabilir. Bunu belirleyecek olan müziğin “bütünlüğü”dür. Senfoni ile kakafoni’yi ayıran bütünlüktür. O halde önemli olan “birlik” değil “bütünlük”tür. Bütünlük, iyi yönetimin işaretidir.

Networking’in araçlarından birisi de “platform teşkili”dir. Bir ulusu oluşturan kimlikler, bir ideolojiyi oluşturan partiler, bunların bir “bütün” teşkil etmesini sağlayabilecek platformlar’a (yani, aralarındaki iletişimi sağlayabilecek ortamlara) sahipseler, bu farklılıklar zarar değil yarar getirir. Bu platformlar yok ise hiçbir “birlik” olma çabası bütünleşmeyi sağlayamaz. Solda da sağda da!

Pazar, 19 Şubat 1995

One Comment

  1. Sayın Bakanım 25 yıl öncesinden bugünü öngörmek ne güzel. Sağlıklar diliyorum. Nedim Gürsoy
    “Networking’in araçlarından birisi de “platform teşkili”dir. Bir ulusu oluşturan kimlikler, bir ideolojiyi oluşturan partiler, bunların bir “bütün” teşkil etmesini sağlayabilecek platformlar’a (yani, aralarındaki iletişimi sağlayabilecek ortamlara) sahipseler, bu farklılıklar zarar değil yarar getirir. Bu platformlar yok ise hiçbir “birlik” olma çabası bütünleşmeyi sağlayamaz”
    .

Yorum Gönder