Beton Makinaları, Boş İşçiler ve İşsizler!
İşgüçünün nadir ve dolayısıyla da pahalı olduğu ya da işgücü niteliğinin yüksekliği nedeniyle niteliksiz işgücünün bulunmadığı ülkelerde bu sorun otomatik makinelerle aşılmaktadır.
Ülkemizde durum ise daha farklıdır. Özellikle belediyelerimizde, bütçelerinin %70-80’ini harcayan ve büyük çoğunluğu da düşük nitelikli olan işçilerimiz varken, inanılmaz bir makineleşme de sürüp gitmektedir.
Bu yüzden de, makinelerin yanında eli cebinde duran boş insanlara rastlamak genel bir durum haline gelmiştir.
Benzer durum özel sektörde de vardır.
Örneğin artık hemen her yerde, binalara beton dökülürken hortumunu uzatmış beton döken makinalara rastlıyoruz. Rastlamak bir yana, elle beton karıp döken işçiler artık istisnadır.
Şöyle bir hesap yapalım:
Bir beton pompası makinesinin değeri 3 milyar TL, bu yatırımın aylık faizi ise 300 milyon TL cıvarındadır.
Bu ise, aylığı bürüt 3 milyon TL olan 100 işçi demektir.
Demek ki bu başabaş noktasına ulaşıncaya kadar işçi çalıştırmak makine kullanmaktan daha ekonomiktir. Ayrıca da makine kullanımı esnekliği olmayan bir yöntemdir. Yani işin azalması halinde makinenin elden çıkarılması mümkün (en azından pratik) değildir.
Şimdi işin can alıcı sorusuna gelelim:
Peki bu basit hesabı iş adamlarımız yapmıyorlar da onun için mi ekonomik olmayan bir yola sapıyorlar?
Cevap basittir: Hayır herkes hesabını iyi biliyor. Ama işçi çalıştırmanın sorunları nedeniyle bu pahalı yolu seçiyorlar.
Belediye’lerdeki durum ise daha değişiktir. Onlar, siyasi yandaş (görünen) kişilere belediye kadrolarını peşkeş çektikleri için hem makine hem işçi kullanırlar.
Bu basit gözlemden çıkarılabilecek önemli sonuçlar vardır.
İşsizlikle mücadele en güç sorunlardan birisi, herhangi geçerli bir bilgi-beceriye sahip olmayan işsizlerin ne yapılacağıdır.
Bu bakımdan, düşük nitelikli işgücüne ihtiyaç gösteren işler bir altın değerindedir.
Bu değerli imkanı kullanmayıp, niteliksiz insanları kenarda tutup yüksek maliyetli araç-gereç kullanmak bir trajedidir.
İşçi haklarını savunmak durumunda olan kurumların, bu acı gerçeğe dikkat etmeleri ve tutumlarını buna göre ayarlamaları gerekir. İşçi çalıştırmayı güçleştiren bu tutum, herşeyden önce işi olanlara yönelmiş en ciddi tehdittir..