“SORUMLU SÜRÜCÜ”
“SORUMLU SÜRÜCÜ”
Sürekli olarak birşeylerden yakınıp sonra da birilerini suçlamak en kolay rahatlama yolu olsa gerektir. Adına “trafik canavarı” denile denile çoğu kimsenin varlığına artık inanmaya başladığı nedenler dizisinden oluşan sorun alanı, bu sakinleştiricinin en çok kullanıldığı daldır.
Birçok doğruyu, hatta doğrudan doğruya trafik katliamlarına yol açan kök nedenleri sıralamak, bununla da yetinmeyip yetkililere yol göstermek, şekilde de görüldüğü gibi bir işe yaramamaktadır.
İşe yaramayışının bir nedeni, sorunlara kök-türev ilişkisi içinde bakılarak hangi kök sorun(lar)ın hangi türev(ler)i ürettiğinin ve de üretebileceğinin -ki bunlar da henüz ortaya çıkmamış potansiyel sorunlardır- görülemeyişidir. Yani doğrudan doğruya, genelde toplumumuzun özelde de politikacı-bürokrat-danışman kesiminin düşünme biçimiyle ilgilidir.
Sorun kaynaklarını anlamaya, sonra da onları ortadan kaldırmaya değil, doğrudan sorunun yarattığı sıkıntıları gidermeye yönelik düşünme biçimi, denilebilir ki ulusça en büyük sorunumuzdur. Ama bunu da kısa süre içinde değiştirmeye imkan yoktur.
Buna göre, trafik anarşisiyle başa çıkabilmek için, sürekli olarak …meli/..malı ile biten öneriler üretmek yerine, devlete dayalı olmayan örgütlenmelere gitmek tek çözüm yolu olarak görünmektedir.
Bu tür örgütlenmelerden birisi şu olabilir: Son derece somut bir ya da iki konuda taahhütte bulunmayı kabul eden ve bunu, aracının görünür bir yerine koyacağı bir yapışan (stiker) ile ilan eden sürücüleri örgütlemek!
Örneğin,
“Emniyet Şeridini Kullanmıyorum!”
“Başkalarının Önünü Kesmiyorum!”
“Kuyruklarda Sıramı Bekliyorum!”
“Bakımsız Araçla Yola Çıkmıyorum!”
“Alkollü Araç Kullanmıyorum!”
gibi taahhütlerin her birini ayrı ayrı yapışanlarla aracında ilan etmeyi kabul eden sürücüleri organize etmek, yapışanları bastırıp dağıtmak, bu taahhütte bulunacak olanların aksine tutumlarının bildirilebileceği telefon numaraları oluşturmak, bu gibi durumlarda bu yapışanları kullanabilme hakkını geriye almak, bir sivil girişim olarak mükemmel bir örnektir.
Bu model, çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca uygulanabilir. Bir kuruluş alkolsüz araç kullanma konusunu, bir diğeri güvenlik şeridi kullanmama işini organize edebilir ve her kuruluş, bunları ihlal eden sürücülerin bildirilebileceği ortak bir telefon numarası verebilir.
“Gönüllü, somut bir taahhüt ve onun denetimi” olarak özetlenebilecek olan bu “SORUMLU SÜRÜCÜ” sistemi yalnız sivil toplum kuruluşlarınca değil, ticari kuruluşlarca da -ve hatta reklam amacıyla- oluşturulabilir. A sanayi topluluğu bir taahhüt sistemini, B topluluğu ise kendince önemli saydığı bir başka taahhüdü sistemleştirebilir.
Çeşitli ihlalleri yapanların bir bölümünün bu toplumsal baskı nedeniyle kötü huylarından vazgeçmeleri beklenir. Bir bölümü ise bu defa daha bariz olarak ortaya çıkacaktır. Çünkü, genellikle bir ihlal hemen çoğunluk tarafından benimsenmekte ve kısa süre içinde ayıplanmayı ortadan kaldıracak kadar çok taraftar bulmaktadır. Bu gibi durumlarda ihlalleri yapanların kendilerini savunmaları kolaylaşmaktadır: “N’apim herkes yapıyor!”..
Başlamak ve de şimdi başlamak için iyi bir nokta değil mi?