“BİR TUTKUNUN ÖYKÜSÜ”
İÇİN BİRKAÇ SÖZ!
Erbil Serter, az sayıdaki tasarımcımızdan birisidir. Hatta, kendi alanında tektir denilebilir. Uzun yıllardır, tasarımladığı savaş gemileri dünyanın büyük tersaneleri tarafından üretilir.
Diğer buluşçu insanlarımız kadar kovuşturmaya uğramamış olmasının nedeni, Türkiye’de az yaşamasıdır.
“Bir Tutkunun Öyküsü”, Erbil Serter’in, tasarımcılığın ilginç dünyasına nasıl girdiğinin ve ne gibi evrelerden geçtiğinin belgesel-hikayesidir. Çok az sayıda basılmış birinci basımı tükenince, şimdi bir prestij yayını olarak, telif haklarını hibe ettiği BEYAZ NOKTA VAKFI tarafından tekrar bastırılmaktadır.
“Bir Tutkunun Öyküsü”, bilim ve teknolojide gerilerde kalmış tüm toplumlar için sağlam bir reçetedir. Bir çocuğa, onun merak volkanını harekete geçirebilecek bir armağan verilmesinin nelere yol açabileceğinin iyi örneklerinden birisi Erbil Serter’dir.
Ünlü kemancı Paganini için de benzer bir hikaye anlatılır. Müzikle amatör olarak uğraşan, sıradan bir esnaf olan babasından aldığı ilk dersler ve bir armağan keman, bu büyük ustanın var olan -ve hemen herkeste bir türü var olan- yeteneği ortaya çıkarmıştır.
Erbil Serter, dedesinin kendisine verdiği bazı planlardan yararlanarak 1947 yılında bir helikopter yapmaya girişir. Kendisinde var olanı ateşleyenin bu planlar olduğu güçlü bir olasılıktır.
İnsanlık tarihi içinde bir süre, “yetenek” denilen özelliğin herkeste bulunmadığı, bazı insanların doğuştan yetenekli oldukları, onların dışındakilerin ise sıradan ve itaatkar kalabalıkları oluşturmak üzere kuşkusuzluk (ezber) esasına göre eğitilmeleri gerektiği savunuldu ve de uygulandı; bazı toplumlarda hala da uygulanıyor.
Daha sonraları, bu kadar karmaşık yapılı ve milyon yıllık bir “öğrenme” deneyimine sahip türümüzün, bu denli basit bir yargıyla sınıflandırılamayacağı anlaşılmaya başlanmış ve tek değil ama birçok zeka türünün mevcut olduğu, herkeste bunlardan en az birinin mevcut olduğu tezi ağırlık kazanmıştır. Bunun ne kadar doğru olduğunu deneyimlemeyen kimse pek yoktur.
Hal böyle olunca mesele, herkeste var olan çeşitli yeteneklerin nasıl ortaya çıkarılabileceği noktasına gelip dayanmaktadır. Bilim zamanla bunun için güvenilir yöntemler bulabilecektir. Ama bugün için en iyi yöntem, çocukların meraklarını çok yönlü tahrik etmek, daha da doğrusu doğuştan sahip oldukları engin merakın önünü kesmemek, mümkünse o merakların akabileceği uygun kanalları oluşturabilmektir. Bu kanal bazen bir keman, bazen bir helikopter planı olabilir.
Erbil Serter’e, bu değerli deneyimini yazarak toplumla paylaştığı için müteşekkiriz. Umarız ki bu kitap daha nice Serter’lerin ortaya çıkarılmasında bir araç olur.