Güneş ve ay tanık istemedi..

Acaba durum nedir?

“Herkes hazır, o büyüleyici anı yaşamak, hissetmek istiyor. Yöre halkı yerli ve yabancı konukları izliyor. Ay yavaşça güneşi örtüyor. Etraf karardı. Onlar, kısa beraberlikleri için tanık istemediler, yalnızlığı seçtiler diyorum kendi kendime..”

Sonra.. sonra büyü bitti. Ayrılık zamanı gelmişti. Ay bir veda busesi kondurup hüzünle uzaklaşmaya, sevgilisinin o büyüleyici ışığına yeniden geçit vermeye başladı…”

Sevgili izleyiciler..müthiş bir an. Evet şimdi ay güneşle öpüştü, iki sevgili gibi tamamen örtüştüler..

Meğer güneş tutulmasıymış..

Bunlar, gazete ve TV’lerimizde, yüzyılımızın son güneş tutulması nedeniyle yayımlanan yazı ve sözlerden alıntılar. Bilim adamlarımızla yapılan röportajlarımızın içeriği de pek farklı değil. Bir de güneşe gözlüksüz bakılmaması konusunda inanılmaz yoğunlukta bir uyarı kampanyası . Aynı akşam CNN Teknoloji Koordinatörü -ki böyle bir pozisyon var- genç ve hoş bir hanım aynı haber için şöyle yorum yapıyor:

Güneşin korona kısmındaki sıcaklığın yüzeyinkinden daha yüksek olduğu biliniyor, fakat bunun nedeni bilinmiyor. Bunun nedeni anlaşılabilirse, muhtemelen bütün bildiklerimizde bazı köklü değişiklikler olacak. İşte, bütün bilim adamlarının konuya bu denli ilgi göstermelerinin nedeni budur”..

Bu iki yorum stili arasındaki fark açıkça bellidir. Peki acaba bunun nedenleri neler olabilir?

Bir nedenin okullarımız olduğu neredeyse kesindir. Ne kendi bedeni, ne çevresi ne de gökyüzü konusunda hiçbir merak aşılanmadan yalnızca bazı adları -o da anlamadığı dillerden olmak üzere- ezbere belleyen çocuklarımızın ve o çocuklardan olma erişkinlerimizin, böylesine bir doğa olayına merak boyutundan yaklaşmaması normaldir.

İkinci olası neden, karşı cins konusundaki toplumsal baskıların, hemen her fırsatta ortaya dökülmesidir. Nitekim tüm mizah, hatta şov programlarının ana temasının yoğun biçimde cinsellik motifleri içermesi, çeşitli TV programlarında travesti kılıklı kişilerin cinsel taciz sayılabilecek söz ve hareketlerinin dahi kadın erkek hemen herkes tarafından yadırganmayışı da -hatta onaylanışı- bunu göstermektedir.

Sınıfını geçersen sana bir teleskop alacağım” diyen anne ve babalar herhalde vardır, ama sayıları az olsa gerekir. Bunların sayısı arttıkça, doğa olaylarına belden yukarı ilgi gösterenlerin sayısı da artacaktır.

Eylül 2001

6 Yorumlar

  1. yaziyi cok begendim.
    Bizim okul donemimizde astrolji ve matamatik dersleri cok zevkli gecer, hocamizi cok severdik. Bir cok konuyu sekilsel izah ederdi.
    Yaziyi okurken Hocam Kasim beyi hatirladim.
    Sevgiler
    metin

    1. Merhabalar,

      Konu gökyüzü olunca kavram kargaşası olabileceği için:

      Astronomi (gök bilimi ya da gökbilim), kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır.

      http://tr.wikipedia.org/wiki/Astronomi

      Astroloji bir bilim dalı değildir. Ancak sonundaki [*] “loji” eki nedeni ile astronomi ile karışabilmekte.

      [*] -loji son eki, İngilizcedeki -ology veya -logy den Türkçeye girmiştir. Genelde, bir çalışma alanını veya akademik bir disiplini tanımlar.

      Saygılarımla,

  2. Değerli Hocam,

    11 yıl önce kaleme almışsınız, fakat bugün yazılmış gibi; ne zaman trt’de yerli belgesel izlesem, benzer dil…. bırakın kültürel antropolojik belgeselleri, doğa belgeselleri dahi, benzer üslupta… statik bir görüntü, az bilgi, bol edebiyat…

    bilimsel araştırma halen sosyete işi, kariyer işi, halen mahallede doğaya, maddeye merak kök salmadı… öyleki doğa ile muhabetimiz başlamadan, tanıyamadan, bilsayarların yarattığı sanal alemler çağına merhaba…

    ömrümce görmedim, hatta duymadım yaşamasını bir doğa alanını, bir yaşam aralığını bilmeye öğrenmeye adamış bir arkadaş, komşu…. tutkuların arkasında para yada cinsellik var, kariyer var.. hem de bir yariş, yüksek değer bağlılığı ile de değil. tabi ben ne derece bu kültürün dışına çıkabildim örnek olabildim bu özeleştriler de çok önemli olsa gerek, saygılar, sevgiler

  3. Sayın hocam,

    Yazıyı okuyunca sizin yıllar önce gerçekleştirmeye çalıştığınız, öğrencilerin “Telesakop ve Mikroskop” uygulaması ile “en küçük ve en büyüğü (uzağı)” gözlemlemesinin ne kadar önemli olduğunu hatırladım

    1. Sevgili Güray bey, birkaç bin adet aile çocuğuna ya mikroskop ya telekop ya da bilim çantası adı altında her ikisini birden almıştı. Keşke imkan olsa da o çocuklarımızın bugünkü ilgi alanları, durumları hakkında bilgi sahibi olabilsek. Doğrusu o zaman bunu düşünmemiştik, ama demek ki izlenmeliymiş. TT

  4. Yukarıdaki kendi yazıma düzeltme: ” loji ” son eki eski Yunan dilindeki “logia” ve “logos” kelimelerinden önce Latince’ye sonra da Fransızca, İngilizce gibi diğer Batı dillerine geçmiştir. Bize de muhtemelen Fransızca’nın çok yaygın olduğu dönemde geçmiş olabilir.
    Logos’un konuşmak, hikaye, anlatı gibi anlamları olduğunu da öğrendim.

Yorum Gönder