Zengin sorumluluğu için kişisel bir manifesto..

Keşke..

Babalarımız, büyükbabalarımız, büyük büyükbabalarımız ya da annelerimiz keşke daha daha uyanık olabilseler, bugünlerin geleceğini o zamanlardan görebilseler ve imkanlarını öylece kullanabilselerdi!”

Bu sözleri şimdiden duyabiliyor musunuz?

Zenginlikler nereye?

Kurumlar ya da kişiler belirli bir maddi iriliğe, zenginliğe ulaştıktan sonra enerjilerinin giderek daha büyük bölümünü sadece o zenginliği sürdürmeye harcıyorlar.

İrilik, tek başına belirli zorunluklar üretiyor ve kurum sahiplerini çekip çevirmeye başlıyor. Kurum sahipleri bunun farkına -çoğu zaman- varamıyor; iriliğin ürettiği sorunlar farkındalığı önlüyor.

Farkına varabilenler ise kendilerine dönük mükemmeliyet oyunlarıyla kendilerini avutmaya -kendilerinden kaçmaya- başlıyorlar. Bu yarı-sarhoşluk, yarı-uyanıklık durumuna iğne batıranları ise duymazlıktan geliyor, rahatsız oluyorlar.

İri ama zayıf projeler..

Öte yandan, gönüllü kuruluşlar belirli bir maddi iriliğe erişmiş kişi ve kuruluşların kaynaklarını kullanarak çeşitli projeler üretiyorlar. Kimisi parlak görünüşlü ama içeriği zayıf, kimisi ise toplumun gerçek ihtiyaçlarına yönelik ama ancak “farkında” olanların destekleyebileceği parıltısız projeler. Burada kritik nokta, kişi ve kuruluşların zenginliklerinin hangi tür projelere kanalize olacağıdır.

JFK’nin şu sözü damıtılmış bir bilgelik taşıyor: “İyi başkan, kendisine önerilenler içinde işe yarar olanları farkedebilendir“.

Bu söylem zenginliklerin nasıl kullanılması gerektiğinin de yolunu göstermiyor mu?

Kuşe kağıtlı raporlar göstergedir..

Ülkemizde, başarılı pazarlama kurguları ve halkımızın yarı bilgili halini kullanarak milyon dolarlar toplayabilen ve bunları pahalı kuşe kağıtlara yazılı raporlar üreterek kullanan gönüllü kuruluşların yanısıra, bitki özsuları gibi “bütün organizmayı derinden, yavaş yavaş besleyen” projeler üretip uygulayan kuruluşlar da var.

Serbest Pazar sisteminin altın kuralı “müşteri kıraldır” diyor.

Bu doğrudur, ama ön-koşulları söylenmez ise tam doğru değildir.

Müşteri kıraldır ama..

Eğer müşteri:

  • Tüm seçenekler konusunda bilgi sahibi ise ve
  • Tüm seçeneklere erişme şansı varsa ve
  • Seçeneklerden birisi yönünde koşullandırılmıyor ise

kıraldır.

Gönüllü kuruluşlar da projelerini serbest pazar ilkelerine göre pazarlamalı ve bunda başarılı olanlar kaynaklara erişebilmelidirler. Ama şu koşulla: Eğer zenginlik sahipleri:

  • Toplam kaynakların sınırlı olduğunun bilincinde iseler,
  • Bu sınırlı kaynakların, tekrarlanabilirliği yüksek projelere tahsisinin getireceği yararları takdir edebiliyor iseler,
  • Destek seçeneklerinden bir veya birkaçına sempati, çıkar ilişkisi vbg nedenlerle daha yakın durmuyorlar ise

projeler serbest pazar ilkelerine göre hak ettikleri destekleri bulmalıdırlar.

Dikkat, dikkat..

Bir toplum, çeşitli kaynaklarını kontrolda tutanların akıl ve ahlak düzeyleri kadar yaşamaya layıktır.

Pazar, 26 Aralık 2004

Yorum Gönder