ÜST ÜRÜN -ALT ÜRÜN

Bir toplum alt ürünler üretemiyorsa üst ürünler de üretemez!

Burada üst ürün (super products) deyimiyle, ekonomik kalkınma, iç barış, özgürlük ortamı gibi toplumun ihtiyaç duyduğu, ama daha basit yapı taşlarının biraraya gelmesinden oluşan kavramlar; alt ürün (sub products) deyimiyle de üst ürün’leri oluşturan bu yapı taşları kastedilmektedir.

Sokaktaki insan normal olarak daima üst ürün’lerle meşguldür. Onun hangi bileşenlerden oluştuğu, hatta bileşenlerden oluşup oluşmadığı onu ilgilendirmez. Bu kavramlar, toplumu yöneten ve yönlendiren ya da yönetme veya yönlendirmeye talip olanların dağarcıklarında bulunması gereken malzemelerdir.

Soyut görünümlü bu kavramlar, söz konusu bu kesimlerin kavram dağarcıkları içinde yer almamışsa, bu takdirde yerine getirilmesi imkansız vaatlerde bulunulması ama sonra da bunların yerine getirilemeyip güç durumlara düşülmesi kaçınılmazdır.

Çirkin politika adı verilen olgunun başlıca özelliklerinden birisi olan “tutamayacağı sözü verme” hastalığının nedeni işte bu habersizliktir.

Toplumumuz bugün, çirkin politika yerine alternatifler aramaktadır. Mevcuttan şikayetçidir ama yerine ne istediğini tam ifade edememektedir. Daha çok gelir, daha çok özgürlük istemektedir. Ama bunların birer üst ürün olduğunun farkında değildir. Bu ürünleri başkalarının üretip kendilerine sunacağını zannetmekte, politikacılar da bunları sunabileceklerini sanıp söz vermektedirler.

Bu ürünler bizzat toplum, yani bireyler topluluğu ve dolayısıyla da bireylerce üretilebilir. O halde bireylerin ürettiği alt ürün’ler, onların tüketebileceği üst ürün’leri belirlemektedir.

Ekonomik refah gibi bir üst ürün’ü arzulayan bireyler onun, zeka – bilgi beceri- ruhsal sağlık ve erdem alt ürün’lerinden oluşan nitelik dokusu’nun bir türevi olduğunu bilseler, kendilerine bol keseden refah vaadeden politikacıları seçerler mi?

Bu aynen, “size ev vereceğim ama sizden birşey istemeyeceğim!” diyen bir kişinin durumuna benzer. Kendisine böyle bir vaatte bulunulan kişinin tek yapması gereken karakola başvurup kendisini kandırmak isteyen kişiyi şikayet etmesidir.

İçinde yaşadığımız ekonomik bunalım günlerinden çıkıp, müreffeh bir hayata kavuşmak istemeyen hiç kimse herhalde yoktur. Ama bunun, mevcut alt ürün’leri üretmeye devam ettikçe mümkün olamayacağını bilenlerin sayısı da oldukça az görünmektedir.

Dürüst politikacılardan beklenen, bu mekanizmayı halkın diline (hatta çeşitli kesimlerin dillerine) çevirip anlatmak ve onların halen ürettikleri alt ürün’ler yerine daha başka alt ürün’ler üretmelerini istemektir.

İnsanımızın nitelik dokusunu oluşturan alt ürün’ler, bugün için ancak elimizde bulunan üst ürün’ü (refah düzeyi) tüketebilmeyi mümkün kılmaktadır. Buna razı değilsek -ki değiliz-, bu durumda nitelik dokumuzu geliştirmek zorundayız.

Gerçek bir üretim toplumu haline gelebilmek, ekonomik refahın vazgeçilmez koşuludur. Bu ise daha buluşçu, daha yaratıcı bireylerle mümkündür.

Bu güç hedef nasıl gerçekleştirilebilir? Bu kadar zaman var mıdır? Mevcut niteliklerimizi değiştirmeden bir çıkış yolu yok mudur? gibi sorular ancak zaman kaybettirir.

Artık insanlarımız, politikacılardan bu katı gerçekleri ve bunlar için öngördükleri çözümleri duymak istiyor. Yeni Politika bu olmalıdır.

Çarşamba, 15 Haziran 1994

Yorum Gönder