ÜMİTLER BİTTİ, YAŞASIN YENİ ÜMİT !

Ümit kadar iki yanı keskin bıçak yoktur. Yaşamın, bazen çekilmez hale gelen güçlüklerini, felaketlerini hep birşeyler ümidederek aşarız. Ümit olmasaydı, en küçük güçlükler bile insanları intihara sürükleyebilirdi.

Ama aynı ümitler, birçok fırsatın heba edilmesine de yol açar. Daha iyi bir eş bulmak ümidiyle evlenmemiş bekar, daha iyi bir iş bulmak ümidiyle iş tekliflerini geri çevirmiş işsiz ya da kendiliğinden geçer ümidiyle doktora gitmeyip yatağa düşmüş hastayı o hallere düşüren de yine aynı ümit değil midir?

Bu olumsuzluklara yol açan ümitlerin sönmesi, bu bakımdan insanoğlu için bir şans ya da yeni bir ümit, ama bu defa yüz güldürebilecek bir ümittir.

Ekonomik çöküntülerin olumsuz yanları yanında yeni atılımlara gebe oluşunun nedeni işte bu “yanıltıcı ümitler” in bitişidir.

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizin faturaları tabii ki ödenecektir. Bunların keyif verecek bir yanı yoktur. Ama, bir uzun rüyadan uyanıp gerçeklerin soğuk yüzüyle karşılaşmanın verdiği bir güven hazzı da yok mudur?

Evet, artık aklı başında olanları yıllardır korkutan “üretmeden tüketme” rüyası bitmek üzeredir. Bitmek “üzeredir”, çünkü hala tam bitmemiştir ve işin kötü yanı da burasıdır.

Hala, filan ülkeden gelebilecek bir borç, fişmanca borsada satılacak devlet garantili tahvil vs’nin uyuşturuculuğu altında, hala aynı imkansız rüyayı sürdürme peşinde olanlar ya da buna inananlar bulunabilir. O ümitler de tükendiği gün, toplumumuz gerçek sağlığına kavuşma şansını elde etmiş sayılmalıdır.

The Day After” da ne yapılmak gerektiğine gelince;

İlk yapılması gereken, bizleri bu rüyaya sürükleyen anlayışların derin beton çukurlara gömülmesi ve bir nükleer artık gibi hiçbir yolla tekrar yaşam zincirimize girmeyeceğine emin olunmasıdır.

Çünkü bu yapılmadığı takdirde, aynı rüyanın tekrar gündeme gelmesi kaçınılmazdır. Zira o filmi tekrar tekrar oynatmak isteyenlerin bulunacağından kimsenin şüphesi bulunmamalıdır.

Bu “betona gömme” işlemi açık, anlaşılır bir Ekonomik Manifesto ile yapılmalıdır. Ekonomik Manifesto iki ana bölümden oluşmalı, birinci bölümü tüm topluma, ikinci bölümü ise toplumun çeşitli kesimlerine hitabetmelidir. Şöyle ki;

TÜM VATANDAŞLARIMIZA BİLDİRGE !

Bir ekonomik kriz ve onunla iştirak halinde sosyal krizler yaşıyorsunuz. Bu durumdan kurtulabilmenin çaresi, bu bildirgede açıklanan durumu tam olarak anlamanız, içinize sindirip benimsemeniz ve sonra da gereklerini yerine getirmenizdir. Buna göre:

  1. Toplum olarak geleceğinizi ipotek ederek ve birbirinize borçlanarak hak etmediğiniz bir hayat yaşadınız. Bir bölümünüz diğerlerinden çok daha müreffeh yaşamakla birlikte, genel olarak sürdürdüğünüz yaşam düzeyi, sürdürmeye hakkınız olanın çok üzerindeydi.

Çok çok küçük bir kesim ise gerçekten hak ettiğinden daha düşük standartlarda yaşamaya mecbur kaldı.

Bu bir saadet zinciri idi. Şimdi ise zincir kopmuş bulunuyor. Bu saatten itibaren eski yaşam alışkanlıklarınızı bütünüyle değiştirmek durumundasınız.

Bununla beraber, karşı karşıya bulurduğunuz durumu tam anlayabilir ve gereklerini yerine getirebilirseniz, sağlıklı bir toplum yaşamını kurma şansınız da olacaktır.

  1. Bu saatten itibaren, evinizin, işyerinizin görünür yerlerine ve mümkünse caddelere şunları yazıp iyice ezberlemelisiniz:

  • Yaratılmamış bir değerden pay istenemez.

  • Bir değer yaratmayan, bir karşılık alamaz. Bir değer yaratamayan ise, yaratanların yardımına muhtaçtır

  • Değer, ancak “nitelikle” üretilir. Daha yüksek nitelik, daha yüksek değer demektir.

  • Niteliğe dayanmayan değer ancak hırsızlıkla yaratılır.

  • iki toplumdan rekabet gücü yüksek olan, diğerini sömürür. Sömürülmek istemeyen rekabet gücünü yükseltmelidir.

  • Bİr toplumun rekabet gücü, bireylerinin rekabet güçlerine bağlıdır

  • Postacıları daha hızlı yürüyen toplumlar yavaş yürüyenlerden, daha zeki toplumlar daha az zeki olanlardan, daha az uyuyan toplumlar ise çok uyuyanlardan daha yüksek rekabet gücüne sahip olurlar.

  • Rekabet gücü yarışında torpil, rüşvet ve ukalalık sökmez. Hakemi Tanrı’dır.

  • TOPLUM KESİMLERİNE BİLDİRGE !

    Politikacılarımıza

  1. Geçimini sağlayabilecek bir mesleği ve işi olmayanlarınız, yani mesleği politikacılık olanlar -ne denli ünlü olurlarsa olsunlar- politikayı derhal bırakınız.

  2. Temiz Siyaset Yasası adlı bir yasa çıkarınız (EK-1).

Sanayici ve İşadamlarımıza

  1. Rekabet Gücü’ nüzü artırmanın dışında ayakta kalma şansınızın bulunmadığı, Rekabet Gücü’ nün ana belirleyicisinin innovation olduğu, her innovation’ un bir teknoloji üretimi demek olduğu, teknoloji transferi denilen sürecin yurt dışından lisans ücreti ödeyerek teknoloji satın almak demek olmadığı gerçeklerini içinize sindiriniz.

  2. Ucuz işçi ile ucuz işçilik’ in farkını anlayınız. Ucuz ve kaliteli ürünleri ancak daha iyi sistemler kurarak üretebileceğinizi, bunun ise daha ucuz işçi çalıştırmakla mümkün olmadığının bilincine varınız.

Çalışanlarımıza

  1. Çalışan ve çalıştıranların çıkarlarının çatıştığı yalanını unutunuz. Çalışabilmeniz, sizleri çalıştırabilecek birileri olduğu sürece mümkündür. O halde ayakta kalabilmeniz, çalıştıranların ayakta kalmasıyla mümkündür.

Çalıştıranları zorlamanız gereken tek nokta, daha iyi sistemler kurmaları, rekabet güçlerini artırmaları noktasıdır.

Hükümetlerimize

  1. Bakanlar Kurulu’nu 7 kişiye indiriniz.

  2. Kilit kadrolarda bulunan ve oralarda bulunması gerektiği için değil de mağduriyetlerini önlemek vs gibi nedenlerle oralara getirilmiş bulunan bürokratları bir defada emekli ediniz.

  3. Güvenlik güçleri dışında, devlet memurlarının sayısını onda bire indiriniz. Gerisini emekliye sevkediniz. Kalan memurların maaşlarını birkaç misli artırınız. Sonra da hepsini gruplar halinde eğitime tabi tutup yeniden yapılanma için gerekli becerilerle donatınız.

  4. Emeklilere ikinci iş yasağını kaldırınız.

  5. Özel kesimle rekabet halindeki tüm KİT’leri bir defada kapatınız, birikmiş zararlarını siliniz. Öncelikle işletmeciliklerini, arkasından da mülkiyetlerini özelleştiriniz.

  6. Tekel durumunda olan KİT’lerin, ana amaç dışı işlevlerini özelleştirmek için T.B.M.M.’de beklemekte olan teklifin yasalaştırılmasını sağlayınız.

Çalışan kadrolarını üçte bir azaltınız.

Türkiye Taşkömürü Kurumu için ise özel yasa çıkarınız. Bu amaçla T.B.M.M.’de beklemekte bulunan teklifin yasalaşmasını sağlayınız.

  1. Her kapatılan KİT’in işsiz kalacaklarına yeniden istihdam imkanı yaratmak için T.B.M.M.’de beklemekte bulunan Girişim Destekleme Şirktetleri yasa teklifinin yasalaşmasını sağlayınız.

  2. Ücret ve fiyat artış oranlarını iki yıl süreyle %20’de sınırlayınız.

  3. Tüm götürü vergileri kaldırıp gerçek usulde vergiye çeviriniz.

  4. Tüm sübvansiyonları ve destekleme alımlarını kaldırınız. Koşulsuz teşvik ve desteklemeleri durdurup yeniden tanımlayınız (EK-2).

  5. Belgesiz hiçbir mal ve hizmet dolaşımı olmayacak şekilde belge düzenini kurunuz.

  6. Vergi oranlarını düşürüp, vergi iadesi oranlarını yükseltiniz.

  7. Kredi kartı kullanımını yaygınlaştırıp kayıt dışı ekonomiyi küçültünüz.

  8. Sanayi kuruluşlarının, kendi bankaları üzerinden kendilerini kredilendirmesini önleyiniz.

  9. Medya işletmeciliğinin hiçbir başka işle birleşmemesini sağlayınız.

  10. DPT’yi bütünüyle ve bir defada kapatınız. Özerk statülü bir Stratejik Planlama Enstitüsü kurunuz.

  11. Kamu arazilerinin işgaline karşı af niteliği taşıyabilecek kanun çıkarılamayacağı yönündeki Anayasa değişikliği önerisinin T.B.M.M.’den geçirilmesini sağlayınız.

  12. Kamu bankalarının az sayıda, konforlu ve ucuz konut yapması şeklindeki geleneksel uygulamayı durdurunuz. T.B.M.M.’de bekleyen Konut Edinimini Destekleme Sistemi yasa teklifinin yasalaşmasını sağlayınız.

  13. Ve nihayet, yukarıdaki önlemlerin hepsinden daha önemli olarak, “buluşçuluğu ve yenileştirmeciliği” (invention ve innovation) tam olarak destekleyiniz. Bu amaçla Patent Yasasını yenileyiniz. Her coğrafi bölgeye bir adet Patent Kütüphanesi ile bir adet Büyük Kütüphane kurunuz.

Bu sıralanan ve bir “Acil Ekonomik Toparlanma Paketi”’ nin ana çizgileri niteliğinde olan maddeler, Türkiye’nin sosyal sorunlarını çözmesi için bir hazırlık mahiyetindedir.

Bunların hemen ardından hatta mümkünse bu önlemlere paralel olarak iç barışı sağlayabilecek olan bir İç Barış Manifestosu’ na ihtiyaç vardır.

Yorum Gönder