“YARIŞIMCILIĞA DAYALI KAMU KATKISI”

Belediye’ler ve İl Özel İdare’leri başta olmak üzere hemen her yörenin ekonomik ve sosyal kalkınmasıyla ilgili kurum ve kuruluşlar vardır. Bunlar, çeşitli kamu kaynaklarından (çeşitli Bakanlık’lar, İller Bankası vbg) fonlar temin ederek yörelerine hizmet götürebilecek projeler uygularlar. Ancak, bu sistem her bakımdan adaletsiz ve ayrıca da savurganlığı özendirir niteliktedir.

Adaletsizdir çünkü hangi yörenin politikacısının sesi çok çıkıyorsa o yöreye kaynak daha çok akar. Desteklenmesi gereken bir proje, yöre yöneticilerinin girişken olmayışı nedeniyle dikkat çekemezken, desteklenmemesi gereken projeler de aksine öne çıkar.

Savurganlığı özendirir niteliktedir, çünkü kamu kaynaklarının tahsisine esas olan projeler genellikle uyduruktur ve tek amacı belli bir parayı alabilmektir. Parayı isteyenin amacı, o kaynaktaki parayı alıp gönlünün istediği yerlere sarfedebilmek, parayı verecek olanın amacı da ya mevcut kaynakları bir an evvel bitirip siyasi baskılardan kurtulmak ya da o para yardımıyla siyasi prestij elde etmektir.

Kaynakların bu yolla israf edilmesi yerine, bir bölümünü özgün yöresel ihtiyaçlara yönelik projelere tahsis etmek ve geri kalan bölümünü ise “Yarışımcılığa Dayalı” biçimde tahsis etmek daha akılcıdır.

Yarışımcılığa Dayalı denilen yaklaşım, çeşitli kamu kaynaklarını elinde tutan kuruluşların, belirli amaçları gerçekleştirmek üzere genel çağrılar yapmaları, yerel kurumların ise (belediye, il özel idaresi vbg) bu çağrılara cevap olabilecek projeler hazırlayıp birbirleriyle yarışmaya girmeleridir.

Bu yaklaşım basit ama çok etkindir. Her ne kadar kamu kaynaklarının, bir parti ya da belirli kişilerin çıkarları yönünde kullanımına pek imkan vermezse de, bir rekabet havası yaratması bakımından eşsizdir.

Kaynağı ortaya koyup yarışımı özendiren kamu kuruluşu, hazırlanacak projeler için belirli şartlar koşabileceği gibi, kaynağa erişmek isteyenin de belirli bir katkıyı ortaya koymasını da isteyebilir. Bu durumda “havadan gelen para” nedeniyle oluşabilecek ciddiyetsizlik azalır.

1988 yılında Kültür Bakanlığınca ilan edilen “Bizim Şehrimiz” adlı bu şekildeki bir kampanya, yerel idarenin koyacağı her 1 lira için Bakanlığın da 1 lira vereceğini ilan ediyordu. Buna karşı istenilen, Belediye’lerin inşaat ruhsatı verirken, dış cephelerin o yörenin kültürel karakteristiklerinin temel çizgilerini taşıdığının aranmasıydı.

Kamu kaynaklarının daha etkin kullanımının sürekli konuşulduğu günümüzde -eğer gerçekten ilgilenenler varsa- onların dikkatine sunulur.

Pazar, 29 Mayıs 1994

Yorum Gönder