NOTERLİ VE STADYUMLU SINAVLAR…

Bir kamu kuruluşuna alınacak 3000 küsür kişi için bir futbol stadyumunda yapılan yazılı sınava 115,000 kişi girmiş.

Yazılı sınav noter huzurunda (noterin de ne geniş bir huzuru varmış) yapılmış olup, kazananlar mülakata alınacak ve böylece hiçbir şüpheye (torpil şüphesi herhalde) yer kalmayacakmış.

Televizyonlardan hep birlikte dinlemek zorunda kaldığımız bu inandırıcı (!) haberden çıkarılabilecek birkaç sonuç vardır.

  1. Türkiye’de hiçbir kamu kuruluşunun ek personel almaya ihtiyacı yoktur. Aksine bir “kalabalık kamu kadroları” sorunu vardır.

Bu kalabalık, düşük nitelikli ve düşük ücretlidir. Dolayısıyla iş yapacak yüksek nitelikli eleman açığı gerçekten de vardır.

Ama bu, stadyum dolusu insan arasından seçilecek 3000 kişi ile giderilemez. Daha doğrusu, kalabalık kadrolar seyreltilip, yüksek nitelikli ve yüksek ücretli eleman istihdam edilir hale gelinmeden bu sorun çözülemez.

Bütçesinin % 60’ını kamu personeline ücret adı altında dağıtan bir idarenin değil 3000, bir kişi bile ilave personel almaya hakkı yoktur.

  1. Bu nasıl bir görevdir ki 115,000 kişi de kendini bu işe uygun görmektedir. TV’deki görüntülerde kadınlar, erkekler, yaşlılar, gençler hemen her türden insan görünmektedir.

Bir işin “iş gerekleri” belli değilse, bütün Türkiye o işe uygun olabilir.

Sınavı ilan edenlerin akıllarına bir “koşullar listesi” yayınlamak ve böylece bir ön eleme yapmak gelmez mi?

  1. Kamu kuruluşlarına her devirde o devrin partililerinin öncelikle alındığını sağır sultan bile bilmektedir.

Torpil, bugüne kadar hiçbir zaman yazılı sınavlarda yapılmamış, adına “mülakat” denilen ve “bizim partililerin” (her dönemde değişir) seçildiği o garabet sırasında yapılmıştır. Büyük olasılıkla yine aynı şekilde olmaktadır. “Parti”den verilen listeler, yazılı sınav için değil, mülakat(!) için geçerlidir.

Vatandaş inandırılmak isteniliyorsa, esas bu mülakat denilen şey “saydam” hale getirilmeli, cümle alem ne garip şeyler sorulduğunu gözleriyle görmelidir.

Bakınız bir sınavdan neler çıkıyor. Yolsuzlukların İSKİ’ye özgü olduğunu zannedenlerin dikkatine sunarım.

Yorum Gönder