DİNİ PROPAGANDANIN DÜZEYİ !

İstanbul’da yayın yapan çok sayıdaki radyo içinde küçümsenmeyecek sayıda dini ağırlıklı yayın yapanlar var. Bunların çok büyük bir bölümü kendi doğrularını başkalarına benimsetmeyi amaçlamış bir formatta yayın yapıyorlar.

Bunlardan birisi, büyük bir ihtimalle önceden hazırlanmış paket yayınlar ya da uydu aracılığıyla İngilizce dilinde ve doğrudan doğruya A.B.D.’deki bir radyodan yayın yapıyor. Zaman zaman İncil’den pasajlar vererek hristiyanlığı tanıtıyor ve böylece dinleyenleri bilgilendirme ve mümkün olursa ikna etmeye çalışıyor.

İslami söyleme sahip radyolarla bu açıdan benzerlik hemen hemen yüzde yüz. Fakat bu noktadan sonra önemli bir fark ortaya çıkıyor: Doğrudan hristiyanlık propagandası sınıfına giren yayın süresinin çok kısa olması ve geri kalan süre içinde, çeşitli alanlarda son derece çağdaş bilgilendirmelere yer vermesi!

Öğrenme Stili ve dini söylem!

Öğrenme Stili, bilindiği gibi bir kişinin şu dört özelliğinin göreli ağırlıklarını belirlemeyi ve böylece öğrenme süreci sırasında bunların ağırlıklarına göre kullanılarak sürecin veriminin artmasını hedefler: Bu stiller, görsel, işitsel, dokunsal ve kinestetik olmak üzere sınıflanmaktadır. Her kişide bunlardan bazıları diğerlerine göre daha güçlüdür.

Öğrenme stili, eğitim alanında o denli önemli bir kavramdır ki, ilkokulun ilk günü ilk yapılacak işlerin başında her çocuğun nasıl bir öğrenme profiline sahip olduğunun belirlenmesi gelir. Bundan sonra da belirli aralıklarla bu stildeki olası değişimler izlenmelidir.

Bu yapılmadığı takdirde, son derece yüksek başarı potansiyeline sahip, örneğin kinestetik bir öğrenci, bunun ve kendi öğrenme stilinin farkında olmayan işitsel bir öğretmen tarafından geri zekalı ve/ya islah olmaz bir yaramaz olarak nitelenip okuldan kovulabilir.

Öğrenme stili belirleme için basit testler mevcuttur ve fakat bu işin önemi bilinmediğinden dolayı okullarımızdaki hiçbir öğretmen tarafından kullanılmaz. Ama bu konu açıldığında hemen herkesin yanıtı hazırdır ve o ünlü “zaten” sözcüğü imdada yetişir: “Ben zaten çocuklarımı tanıyorum!”..

Dini propaganda yapan radyo, programlarından birisinde öğrenme stili konusunu uzun uzadıya ele alıp irdeleyince, iki kültür arasındaki propaganda anlayışlarının derin farkı bir kere daha ortaya çıktı.

En çılgın rock müziklerinin çalındığı, anne-baba ve eğitimcilerin en çok işlerine yarayacak bilgilerin verildiği ve bunların arasında da bazı yönlendirmelerin ustaca yerleştirildiği propagandanın nasıl yapıldığını öğrenmek ve bunun korku ve dehşet salarak propaganda yapmakla farkını görmek isteyenler, 89.6 MHz’i dinleyebilirler.

Yorum Gönder