BİLGİ ELİTİ, TOPLUM VE UÇURUM!

BİLGİ ELİTİ, TOPLUM VE UÇURUM!

Toplumumuzun bilgi ile ilişkileri açıkça vurgulanır biçimde yorumlanıp dile getirilmedikçe, Bilgi Toplumu’na erişmek bir hayal olarak kalacaktır.

Bilişim endüstrisi ve biliminin ürünleriyle içli dışlı yaşayan çok küçük bir azınlığın ihtiyaçları karşılandıkça toplumun bilgi çağına yaklaşacağı inancı çok yaygındır.

Bilgi elitinin ihtiyaçları bıçağın kesen tarafı gibi toplum ihtiyaçlarının önünde gider ve toplum ihtiyaçları karşılandıkça ona yeni hedefler çizer.

Ama bu, toplum ihtiyaçlarının kendi kendine bu iz sürmeyi gerçekleştireceği anlamına gelmez. Bilgi elitinin ihtiyacı daha hızlı iletişim, daha büyük bilgi işlem gücüdür. Toplum ise daha basit gereksinimlerini gidermek peşindedir ve bilgi, buna hizmet ettiği sürece toplumun gündemindedir.

Toplum kesimleri de, aynen onun yapı taşları olan bireyler gibi sorun çözme aletlerini içinde bulundurduğu birer çantaya sahiptirler. Bu çantalar içindeki sorun çözme araçlarından en önemlisi, elit kesimlerden know-how aktarımını sağlayabilecek olan ilişki araçlarıdır.

Örneğin teknoparklar, akademik elitten girişimciye know-how aktaran bir araçtır. Çeşitli üniversite ve araştırma kuruluşlarının ilk öğretim kurumları ile ilişkileri de benzer işlevlere sahiptir. NASA’nın Hubble teleskobundan sınıflara doğrudan görüntü aktaran girişimi yine böyle bir know-how aktarımıdır.

Ülkemizde çeşitli meslek sahiplerinin oluşturduğu kesimlerin, sorunlarını çözmede kullandıkları çantaları ise neredeyse ya boştur ya da içinde işe yarar alet yoktur denilebilir. Çünkü elit olarak nitelenebilecek kesimlerimizden diğer kesimlere çeşitli teknolojileri aktarabilecek anlayışlar henüz oluşmamıştır. Bir ihtimalle bu eksikliğin bir nedeni de aktarılabilecek teknolojilerin oluşmamışlığı olabilir.

Meslek kesimlerimizin sorun çözme çantaları içindeki başlıca alet, sorunlarını çözmek için onları bir yolla parlamentoya ihale etmektir. Meslek örgütlerimizin günlük yakınmaları içinde en büyük pay seçimler, liderler ve hükümet oluşumlarıyla ilgilidir. Toplumun, çeşitli sorunları çevresinde örgütlenmesini özendirmek, ona örnekler oluşturmak gibi girişimler ya da bu konulardaki olası sorunlar ise hemen hiç duyulmaz.

Bireylerin kullandıkları araçlar da hemen hemen benzerdir. Her aileden en az birkaç kişinin canına ya da malına mal olan trafik kazaları için, daima yeni bir trafik yasası temennisinden ve trafik polislerine teslim olmaktan başka bir sivil girişim kaç tanedir ?

“Yakınmak ve böylece rahatlayıp beklemek”, toplumumuzun önemli bölümünün çantasındaki birkaç yararsız aletten birisidir.

Sorunlarını çözmede bilgiyi böylesine dışlamış bir toplumla bilgi elitinin ihtiyaçları arasında bir uçurum vardır.

Toplum, sorunlarını çözmek için kullandığı aletlerin yerine bilgiyi geçirebilmenin yolunu bulmak zorundadır. Bunda hem toplum kesimlerine hem de elite düşen görevler vardır. Her iki kesimin de öncelikli görevi, bu sürecin kendi kendine gerçekleşmeyeceğinin idrak edilmesidir.

Elit, diğer yandan kendi tatmini ile toplum gereksinimleri arasındaki bağın zayıflığını görebilmeli ve kendisinin gerçek tatmininin toplumun tatmininden geçtiğini anlamalıdır.

Toplum kesimleri ise, sorunlarının çözümünde bilginin nasıl rol oynayacağını araştırarak işe başlayabilir. Acaba trafik kazaları bilgi yoluyla azaltılabilir mi, depremlerde daha az insanın ölmesi sağlanabilir mi ya da şoför esnafının trafik polislerince aşağılanması önlenebilir mi? Bu, bilgi elitine de gerçekçi görevler verme sürecinin başlangıcı olacaktır.

Yorum Gönder