İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI

Hayvan Sevenler Derneğinde, “hayvanlar üzerinde deney yapma özgürlüğünün artırılması” düşüncesi tartışılamaz mı?

veya

Kilisede “müslümanlık propagandası” yapılır ya da camide “hristiyanlığın faziletleri konulu hutbe” okunamaz mı?

Şöyle sorular da sorulabilir:

Tıbbi Deneyleri Geliştirme Derneğinde, “hayvanlar üzerinde deney yapma özgürlüğünün artırılması” düşüncesi tartışılamaz mı?

veya

Camide “müslümanlık”, kilisede “hristiyanlık” propagandası yapılamaz mı?

Birinci gruptakilere `hayır’, ikincilere ise `evet’ denilmesi doğrudur. Pekiyi nasıl oluyor da aynı bir eylem hem doğru hem yanlış olabiliyor? Doğru olan, hangi düşünce olursa olsun özgürce ifade edebilmek değil midir?

Hayır, değildir. Soru’nun cevabı şudur: Düşünceleri ifade edebilme özgürlüğü, üzerinizde hangi elbisenin bulunduğu ile sınırlı bir özgürlüktür (her özgürlüğün sınırları olduğu gibi).

Temel hak ve özgürlüklerin başında gelen ifade özgürlüğü, “çıplak insan” için, yani üzerinde bir elbise taşımayan insan için geçerlidir. Üzerine bir kurumun elbisesini yani o kurumun hak ve ödevlerini giyen kişi, ancak o kurumun oluşum amaçları çerçevesinde düşünce üretip ifade edebilir. Bu kural, ifade özgürlüğünü sınırlayan değil tam aksine onu kolaylaştıran bir altın kuraldır.

T.B.M.M., belirli ilkeler çerçevesinde oluşturulmuş bir kurum olup ilkeleri anayasa ile çizilmiştir. Bu ilkelerin başlıcaları da ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü ile laik ve demokratik sosyal hukuk devleti oluşudur. Oraya gelenler bunu kabul ve ilan etmişlerdir. Aslında kabul ve ilan etmiş olmaları dahi pek önemli değildir. Gönülsüz olarak kabul ve ilan etmiş olsalar dahi, o kurumun görevi bu niteliklere sadık kalmaktır. Çünkü o kurumun amacı tek ve bellidir.

Çerçeve böyle çizilince, o çatı altında, ülkenin veya milletin bölünmesi ya da anti laik bir düzen kurulması düşünceleri ifade edilemez. İfade edilmeye kalkılırsa, aynen yukarıdaki ilk grup örnekte olduğu gibi yanlış yerde yanlış düşünce ifade edilmeye kalkışılmış olur.

Pekiyi, bu düşünceleri ifade etmek isteyen bir milletvekili ise ne yapmalıdır?

Çözüm basittir: O çatının dışında ve T.B.M.M. elbisesinin verdiği koruma (dokunulmazlık) zırhı çıkarılarak başka bir elbise giyilir ve ne isteniyorsa ifade edilir. Ancak, bu zırhın dışında olunduğu açıkça ifade edilir, arkasına saklanılmaz ve sonuçlarına razı olunduğu kabul ve ilan edilir. İfade edilenleri sınırlayan başka çerçeveler yok ise özgürce konuşulur, yazılır. İfade özgürlüğü budur.

Bu “çok elbise” konsepti genellikle unutulmakta ya da görmezlikten gelinmekte, bir elbise altında ifade edilemeyecek düşüncelerin dile getirilmesi fikir özgürlüğü (ifade özgürlüğü denmek isteniyor) sanılmaktadır.

Bu saptırmayı bilmeden ya da bilerek yapanlar bir yana, birçok aydınımız da düşünce özgürlüğü adı altında bu yanlışı savunabilmektedirler. Acı olan da budur.

Bazı temel kavramların yeterince açık olarak özümlenmemiş oluşu, birçok sorunumuza kaynaklık etmektedir. İşte bunlardan birisi de genel olarak özgürlükler, özelde ise ifade özgürlüğüdür. Her nerede bir özgürlük varsa mutlaka onun bir sınırı da olmalıdır. O sınır, başkalarının başka özgürlükleridir. Sınırsız olan bir şey için ise zaten özgürlük deyimi kullanılamaz.

Bölücü ya da anti-laik düşünce sahipleriyle, düşünce özgürlüğü konusunda duyarlığa sahip herkesin oyunu bu kurallar içinde oynamaları gerekir.

Aksi halde kısa süre içinde oyun oynanamaz hale gelir. Ve mutlak gelir.

Yorum Gönder