“Etik Güvence” aracını keşfetmek..

“Etik Güvence” aracını keşfetmek..

Rüşvet işi bitmez, çünkü!

Okumayı söküp gazete okumaya başladığım yıldan beri en sık rastladığım haber türü rüşvet; hemen onunla bitişik olarak da rüşvete karşı alınacak yeni önlemler‘dir.

Gelişmiş olarak nitelenen toplumlarla bu açıdan büyük fark, oralarda rüşvetin toplumun en üst yönetim katmanlarına özgü hale getirilebildiği, bizde ise daha demokratik biçimde tabana (iyice) yayılmış olmasıdır.

İnsanlar iyi tüfek yaptıkça Tanrı da daha iyi uçan kuş yaparmış sözü sadece kuş ve tüfek için değil, eğrilik yapmaya ve önlem almaya çalışan herkes için doğru olsa gerekir. Bu nedenle de -bugüne kadarki deneyimlerimizden de görüldüğü gibi- rüşvet ya da diğer melanetlerin salt yeni ek kurallarla önlenmesi mümkün değildir. Topluma değer katabilecek herhangi bir alanda AR-GE yapma özürlü insanımız melanet ürünleri üretmede sıralama dışı olacak kadar başarılıdır.

Nitekim son duyduğum bir AR-GE ürünü, tanıdıklar (tercihan akrabalar) arasında araba çarpıştırmak imiş. Arabasını tamir ettirmenin masrafını sigortaya yüklemek amacıyla, birbirini tanıyanlar arabalarını çarpıştırıp sonra da tutanak tutuyorlar, sigorta da ikisine birden ödeme yapıyormuş.

Şimdi sigorta şirketleri tutanakları inceleyip aralarında akrabalık-hısımlık bulunanları saptamaya çalışıyormuş. Bu nedenle de AR-GE’nin GE kısmı devreye girip artık akrabalar değil tanıdıklar arası çarpışma tutanakları yaygınlaşmış.

İşi gücü olmayan birisi oturup hesaplamış ki, ek kural koyarak eğrilikleri önlemeye çalıştıkça kural kirliliği denilen olay oluyor ve mevcut kuralların sayısı (2n-1 +n-1) formulü uyarınca artıyormuş (Burada n, ek kural koyulmadan önceki kural sayısı).

Ve..

Kurallar bu üssel hızda artttıkça, kural kırıcıların işleri kolaylaşıyor, hatta dahası potansiyel melanet pastası büyüyormuş. Bunu öğrenince güzel yurdumuz insanının en çok okuduğu gazetenin niçin Resmi Gazete olduğunu da anlamış oldum; ilkesel olarak RG’nin tüm yazıları yeni kurallar ile ilgilidir.

Buradan birkaç sonuç çıkarılabilir..

Bu komik görünüşlü olaylardan birkaç işe yarar sonuç çıkarılabilir. Birincisi, bir sorunu çözmek için ek kural koymanın yeni sorunlara davetiye çıkarmak anlamına geldiği gerçeğidir. Eminim ki rüşveti önlemek için tümoral biçimde büyüyen kurallar, nice kamu görevlisinin iştahını kabartıyordur. Resmi büyütmek için tıklayınız!

İkinci sonuç, ahlaki bir taban üzerine oturmayan kuralların işe yaramayacağı gerçeğidir; özellikle de -rüşvet gibi- kanıt sağlamanın güç olduğu olaylar için.

Çünkü caydırıcılık, ya -kanıt isteyen- yasal yaptırımlardan ya da toplumca fuzzy kanıtlara göre “ayıplanmaktan” geldiğine, ayıplanma ise bir “etik norma” dayalı olacağına göre, rüşvet ve benzeri olayları önleme araçları içinde mutlaka ahlaki bir bileşen bulunmalıdır.

Nedendir bilinmez, ama rüşvetin toplumumuzun ahlaki değerler içindeki yeri pek öyle belirgin değildir. Bürokraside bir işi çabuklaştırmak için maaşı zaten yetersiz olan bir kişiye bir çeşit sosyal yardım olarak görülür ve “ben memnuniyetimi belirtmek için veriyorum, kime ne” gibisinden de bir ahlak temeli üzerine oturtulur.

Örnek Tavır Ağları

Benzer şekilde günlük yaşamımızın bir bölümünü geçirdiğimiz trafikte de çoğu ihlaller ayıplanmaz, sınavlarda kopya çeken öğrenciler de. Toplumun tuhaf bir hoşgörüyle karşıladığı bu ayıplanası olaylar için kuşkusuz bazı araçlar geliştirilebilir. Bunların en etkililerinden birisi Örnek Tavır Ağları‘dır.

Örnek Tavır’ların neler olabileceği bellidir. Rüşvet almayan kamu görevlisi, vermeyen iş sahibi, kopya çekmeyen öğrenci, gözetimsiz (onur sistemi) sınav yapan öğretim elemanı, çıkar çelişkisine dikkat eden politikacı, elindeki kaynakları seçim bölgesine akıtmayan bakan, güvenlik şeridini kullanmayan sürücü ve benzerleri hep örnek tavırlar sergilemektedirler.

Bu tür örnek tavırlı kişilerin toplumdaki yüzdeleri tahmin edilebileceği gibi küçüktür. Ayrıca da toplumun geri kalan büyük çoğunluğu tarafından daima -örtülü biçimde- aşağılanırlar, en azından naif sayılırlar.

Eğer bu kişiler gevşek bir birliktelikle -yalnız olmadıklarını bilmek için- bir araya gelirler ve hangi tavrın örneğini sergiliyorlarsa onu da kısa ve denetlenebilir biçimde ilan edebilirlerse, toplumun geri kalanı için bir rol model oluşturmak bir yana, bir de ahlaki temel tanımlamış olurlar. Bu temel, yeterince bilinebilir kılınırsa, bir yasa maddesinden çok daha etkili olmaya başlayabilir.

Sabahtan akşama kadar trafik konusunda ahkam kesen, trafik kazalarının ancak neredeyse idam cezasıyla önlenebileceğini savunan insanları gördükçe, nasıl olup da örnek tavırlı insanlardan yararlanmayı düşünemediklerine akıl erdiremiyorum.  Bir otomotiv firmasının, bir taşımacılık şirketinin, bir trafik derneğinin bunu akıl etmesi, için acaba ne gerekiyor? Bu tuzağı bize kim kuruyor, dış güçler mi? 🙂

Rüşvet veren ve alanların dışında kalanlar içinde bu tür bir etik güvence oluşturup bunu ilan edecek örnek tavırlı kimseler kuşkusuz tepkiyle karşılaşabilirler. Örneğin, rüşvetin bir tarafı olmayacağını birkaç maddelik bir etik güvenceyle ve bir sembolle (bir rozet, bir kurdele vb) ilan edip, her yıl düzenli olarak mal bildiriminde bulunmayı taahhüt edebilecek babayiğit (veya anayiğitler) yok mudur?

Bunları düşündükçe, toplumumuzun rüşvet ya da diğer eğriliklerden pek de öyle söylendiği kadar rahatsız olmadığını düşünüyorum. Ne dersiniz?

9 Ocak 2011

… Yazıyı beğendiyseniz, Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı’na bağış yapabilirsiniz: http://www.beyaznokta.org.tr Teşekkür ederim :-))

Yorum Gönder