Zengin İsmail

Değerli okurlar,

Aşağıdaki mesaj ve ekindeki resimler bir e-postayla geldi. Belki sizlerden de alanlar olmuştur. Mesaj sahibi Sema Mandev Hanım’ın iznini almadan mesajını sizlerle paylaştığım için beni bağışlayacağını sanıyorum. Ben de okuyup fotoğrafları görünce şunu demek istedim:

Bu bir kuş ya da hayvan sevgisi olamaz. Onca sorunu içinde boğuşan bir insanı; bu tür bir davranışa iten daha derinlerde, en derindeki varoluş kodu olan “hayatta kalma” dürtüsü olabilir. Yaşamını sürdürebilmenin vazgeçilmez koşulu olan “birlikte var olma”yı idrak etmişliğin bir göstergesi olabilir.

Peki ya bunca emek verdiğimiz eğitim bunu değil de; kazanmayı, daha çok kazanmayı, her şeye rağmen kazanmayı ve kazandıklarını koruyabilmek için kazanmayı özendiriyorsa biz ne yapıyoruz?

İşte o mesaj:

“Ekteki resimler bir kapıcının ne kadar kocaman yüreği olduğunu kanıtlıyor. Kapıcımız İsmail,dünkü yoğun kar yağışında ve fırtınada marketten kendi parasıyla aldığı ekmekleri kurumuş ağaç dallarına, kuşların yemesi için asıyordu.

Bu manzarayı görebilmenizi çok isterdim, ağlayarak onu izledim ve camı açıp avazım çıktığı kadar, en zengin insandan daha zenginsin sen İsmail diye bağırmışım.

Bütün apartman görevlilerine de İsmail’in bu yaptığının örnek olacağını düşünüyorum. Zira, bu haber 18.02.2008 tarihli Hürriyet gazetesi tarafından haber yapıldı.

İsmail, bir tanesi spastik özürlü olmak üzere üç tane çocuk babasıdır. Kıt kanaat, yönetimin verdiği asgari ücret ve bizim arada sırada olan bahşişlerimizden geçimini sağlıyor. Hayatlarında yürüme ve konuşma engelli Meryem’lerinin dışında kuşlara da emek harcayan ve yüreklerini açan bu aileye huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Sevgilerimle, Sema Mandev”

20 Şubat  2008, Çarşamba

image001image002

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Gönder